Dostum içme aşk zehrini su diye aşk pınarından, ya Ferhat gibi atIarsın kayaIardan ya da Mecnun oIur doIaşırsın çöIIerde kahrından. Sevdim be! Hiç sevmediğim kadar sevdim ve hiç pişman oImadığım kadar pişman oIdum. Ah benim sevdasında benciI, yüreğinde sağIam sevdiğim. AkIıma geIişini seveyim.
Kurum borçlanmamak için tahsilatlarını gününde yapmalıdır, aksi takdirde borcu olanların enerjileri derhal kesilmelidir. İlgililer bilmelidir ki TÜRK-SEN EL-SEN’le ve diğer sendikalarıyla birlikte başta KIB-TEK olmak üzere bütün kurumlara sahip çıkmaya devam edecektir. KIB-TEK kurumdur, ancak hayır kurumu değildir.
Benim için çok anlamlısın öyle ki senin bendeki yerin bu satırları yazmama sebep oluyor. Kabul edilemeyecek bir şeydi belki yaptığım ama sen de biliyorsun ki her insan hata yapar ve senden bir kereliğine olsun beni affetmeni diliyorum. Kalbindeki yerimi yitirdiysem, beni affetmeni bekleyemem.
Ondanboşandıktan sonra uzaklaştırma kararı al. Bu tip insanlar hasta, tedavi olmayı reddediyorlar bazıları kabullenmiyor bile hasta olduğunu. Olan senin hayatına oluyor, yıllarına, gençliğine, güzelliğine.. kıskanır seven insan kıskanır ama kıskançlığının sonucu psikolojik ve fiziksel şiddet ise, o ilişki bitmeye
İtalyan futbol adamı, bu çalışma için Türkiye'nin seçilmesiyle ilgili olarak, "Türkiye Futbol Federasyonu hakemler için her şeyi yapıyor. VAR merkezi olsun, sahalar olsun, tesisler gerçekten yüksek kalite standartlarına sahip. Bu yüzden hem VAR merkezinde hem de sahada bu projeyle ilgili çalışmak gerçekten harika" dedi.
Vay Tiền Nhanh. İnsan sevilmek için çok şey kıskanılmak için ise her şeyi yapıyor sözü kime aittir CevapMark Twain Bunlara Göz Atmadan Geçmeyin İmsak 0427 Güneş 0604 Öğle 1314 İkindi 1704 Akşam 2014 Yatsı 2145 Takımlar O P 1. Başakşehir 1 3 2. Alanyaspor 1 3 3. Trabzonspor 1 3 4. Adana Demirspor 1 3 5. Beşiktaş 1 3 6. Galatasaray 1 3 7. Fenerbahçe 1 1 8. Ümraniye 1 1 9. Gaziantep FK 1 1 10. Sivasspor 1 1 11. Ankaragücü 1 1 12. Konyaspor 1 1 13. Hatayspor 0 0 14. Giresunspor 1 0 15. Antalyaspor 1 0 16. Kayserispor 1 0 17. Karagümrük 1 0 18. İstanbulspor 1 0 19. Kasımpaşa 1 0 Takımlar O P 1. Adanaspor 0 0 2. Altay 0 0 3. Altınordu 0 0 4. Bandırmaspor 0 0 5. Bodrumspor 0 0 6. Boluspor 0 0 7. Denizlispor 0 0 8. Erzurumspor 0 0 9. Eyüpspor 0 0 10. Gençlerbirliği 0 0 11. Göztepe 0 0 12. Keçiörengücü 0 0 13. Manisa Futbol Kulübü 0 0 14. Pendikspor 0 0 15. Rizespor 0 0 16. Sakaryaspor 0 0 17. Samsunspor 0 0 18. Tuzlaspor 0 0 19. Yeni Malatya 0 0 Takımlar O P 1. Tottenham 1 3 2. Bournemouth 1 3 3. Arsenal 1 3 4. 1 3 5. Newcastle 1 3 6. Brighton 1 3 7. Leeds United 1 3 8. Chelsea 1 3 9. Brentford 1 1 10. Fulham 1 1 11. Leicester City 1 1 12. Liverpool 1 1 13. M. United 1 0 14. Wolverhampton Wanderers 1 0 15. Everton 1 0 16. Aston Villa 1 0 17. Crystal Palace 1 0 18. Nottingham Forest 1 0 19. West Ham United 1 0 20. Southampton 1 0 Takımlar O P 1. Almeria 0 0 2. Athletic Bilbao 0 0 3. Atletico Madrid 0 0 4. Barcelona 0 0 5. Cadiz 0 0 6. Celta Vigo 0 0 7. Elche 0 0 8. Espanyol 0 0 9. Getafe 0 0 10. Girona 0 0 11. Mallorca 0 0 12. Osasuna 0 0 13. Rayo Vallecano 0 0 14. Real Betis 0 0 15. Real Madrid 0 0 16. Real Sociedad 0 0 17. Real Valladolid 0 0 18. Sevilla 0 0 19. Valencia 0 0 20. Villarreal 0 0
Kullanıcılar, ücretsiz Wi-Fi üzerinden kişisel bilgilerini paylaşmaktan çekinmiyor. Ücretsiz Wi-Fi sağlayıcılarının anlaşmalarını 'nin, Londra sokaklarında Wi-Fi üzerine yaptığı anlaşma korkunç bir gerçeği ortaya çıkardı. Kullanıcılar ücretsiz İnternet bulunca kişisel bilgilerinin güvenliğini önemsemiyor. Deney için hacker standartlarında ücretsiz bir Wi-Fi noktası oluşturuldu, kullanıcılar ücretsiz İnternet'i bulunca hiç şüphelenmeden faydalanmaya başladılar, aslında okumadan kabul ettikleri kullanım anlaşması yüzünden kişisel bilgilerini, e-posta hesaplarının içeriklerini, İnternet'te yaptıkları işleri ve hatta doğmamış çocuklarını bile bedel olarak vermeyi kabul ettiler. Avrupa Birliği'nin desteklediği bağımsız araştırma İngiltere Siber Güvenlik Enstitülüsü için, SySS, F-Secure ve bağımsız bir Alman penatrasyon test şirketi tarafından gerçekleştirildi. Araştırma için, SySS 200 avrodan fazla tutmayan, kurması ve kullanması çok basit bir portatif wi-fi istasyonu kurdu. Araştırmacılar cihazı özellikle, Londra'nın iş ve politika merkezlerine yerleştirdiler. Ücretsiz İnternet hizmeti sunulduktan sonra, insanların cihaza bağlanıp bilgilerini nasıl kaptırdıklarını gözlemlemeye yarım saatlik zaman dilimi içerisinde 250 cihaz hotspot noktasına bağlandı, büyük ihtimalle bu cihazların çoğunun sahipleri fark etmeden otomatik Wi-Fi'ya iletişime geçmişti. 33 kişi aktif olarak ücretsiz İnternet üzerinde, sitelere girdi, e-postalarına baktı ve veri yolladılar. 32 MB dosya trafiği araştırmacılar tarafından kaydedildi bunların çoğu tüketicilerin özel bilgilerine sahipti. Araştırmanın en şaşırtıcı noktası verilerin çoğu açıkça okunabiliyordu, üstelik POP3 ağı üzerinden yollanan e-postalara erişebilmek mümkündü, yollayan ve ileten bilgileri açıkça belli oluyordu, kullanıcının tüm şifrelerini bu ağ üzerinden kısa sure içerisinde, araştırmacılar kullanıcıların kabul etmesi gereken sözleşme sayfasını tüketicilere yolladı. Sözleşmede, kullanıcıların ücretsiz W-Fi karşılığında ilk doğan çocuklarını, servis sağlayıcısına vermeleri gerektiğini söyleyen madde de bulunuyordu. 6 kişi, hiç tereddüt bile etmeden bu sözleşmeyi kabul etti. Araştırma, çok uzun sözleşme sayfalarını kimsenin dikkat etmeden ve okumadan kabul ettiklerini içerisinde yer alan F-Secure Güvenlik Danışmanı Sean Sullivan konuyla ilgili şu açıklamada bulundu;"Kullandığımız veri başına servis ücreti ödemeden ücretsiz olarak wi-fi kullanmayı hepimiz seviyoruz. Araştırmamız bize, hotspot noktalarının kurulmasının çok basit olduğunu gösterdi. İsteyen herkes, bu noktaya bağlanan kişileri İnternet aktivitelerini gözetleyebiliyor. Hotspot resmi bir kurumdan gelse bile bunun tamamen güvenli olduğunu söylemek mümkün değil. Ücretli wi-fi servislerinde bile hacker'lar sistemi ele geçirip bağlı olan herkesin bilgilerine organizasyonun başındaki isim Troels Oerting, araştırmayla elde dilen bilgiler hakkındaysa şu açıklamada bulundu; "Wi-Fi güvenliği konusunda Avrupa Birliği ve Avrupa Siber Suç Merkezi EC3 çok endişeli. Samimiyetle, tüketicilerin her gün yüzleştiği tehlikelere ışık tutan aktiviteleri destekliyoruz."Peki, bu sorunun çözümü nedir? Tüketiciler kendilerini korumak için Wi-Fi ağlarından uzak mı duracak? Yoksa Wi-Fi güvenlik programlarını kullanmaları yeterli mi? W-Fi güvenlik programları sayesinde, bağlantınız takip edilemez hale geliyor, verileriniz kırılamaz şekilde şifreleniyor. Birileri, bilgilerinize erişmeye çalışsa bile, bu verileri açamıyorlar. F-Secure Freedome gibi Wi-fi koruma ürününü ya da VPN kullanmak cihazınızdaki bağlantının şifrelenmesini sağlayacaktır, böylece ücretsiz İnternet keyfiniz hacker'lar tarafından konuyla ilgili şu tavsiyede bulundu "Ücretsiz wi-fi noktalarının risk taşımadığını mı düşünüyorsunuz? Halka açık bir wi-fi noktası kullandığınız bu sefer size sunulan kullanıcı sözleşmesini detaylıca okuyun. Birçok saygın wi-fi sağlayıcısı zaten kullanıcı sözleşmesinde size riskleri ortadan kaldırmak için VPN kullanmanızı tavsiye edecektir. Güvenlik şirketlerine inanmıyorsanız bile servis sağlayıcınızın tavsiyesine güvenin". Avrupa Birliği Sean Sullivan İngiltere Londra Teknoloji Haberler
30 Mart'ta Ordu ve çevre ilçelerinde yaşanan zirai don nedeniyle fındık üretimi 220 bin tondan 65 bin tona düştü. 7 ilçede ise hiç fındık olmadı. Fındık olmayan ilçelerden biri olan Kumru'da iş adamı İsmet Erçal, işçilerinin işsiz kalmaması için Zonguldak'ın Alaplı ilçesinden aldığı fındığı Kumru'daki fabrikada işliyor. Alaplı'da da fabrikası bulunmasına rağmen doğup büyüdüğü ilçedeki hemşehrilerinin işsiz kalmasını engellemek için böyle bir çalışma yapan Erçal'a, fındık fabrikasını dolaşan Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu teşekkür etti. Yaşanan zirai don nedeniyle fındığın az olduğunu anımsatan Vali Balkanlıoğlu, “Biliyorsunuz bu sene Ordu'da fındık pek olmadı. 150 metre rakımın üzerinde ise hemen hemen hiç yoktu. Biraz saha yukarılarda sıfır fındık, o yüzden çok sıkıntılı bir süreç. Bu sadece üreticilere değil, bu şekil fabrika sahiplerine de sıkıntı. Bu sistemin, bu çarkın dönmesi için fındığı ta Sakarya'dan ve o bölgedeki Akcakoca, Alaplı gibi yerlerden getirip burada işliyor, pazarda İstanbul'da olmasına rağmen geri götürüyor. Kendisine bayağı bir maliyet binmesine rağmen sırf Kumru'da bu fabrika çalışsın, bu görmüş olduğunuz mağdur ve muhtaç işçilerimiz sebeplensin diye fabrikasını açık tutuyor. Bu sayede 70-80 kişi buradan ekmek yiyor. Kendilerini tebrik ediyorum. Böyle sosyal duyarlılığı da olan bu müesseseyi ayakta tuttuğu için tebrik ediyorum. Diğer Ordulu kardeşlerime de örnek olmasını diliyorum” dedi. İş adamı İsmet Erçal da, "29-30 Mart akşamı oluşan don nedeniyle ilçemizde bu yıl fındık olmadı. Şirket yönetimi olarak bizler de Batı Karadeniz Alaplı şubemizde alımını yaptığımız fındıklardan ilçemize işçilerimizin, yaklaşık 200 çalışanımız var, bu işçilerimizin işsiz kalmaması için fındığı buraya transfer ettik. Burada işliyoruz, buradan sevkini yaparak satacağız. Amacımız istihdam sağlamak, işçilerimizin işsiz kalmasını önlemek, ilçe ekonomimize katkıda bulunmak” diye konuştu. Fabrikada çalışan bir bayan işçi ise, “Bu sene fındığımız Kumru'da hiç olmadı. Sağ olsun Erçal şirketi Alaplı'dan fındık getirdi. Ailemize katkı olsun diye çalışmaya bir fırsat verdiler. Sağ olsunlar teşekkür ederiz. Allah razı olsun” şeklinde konuştu.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi'nden Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy ile kıskançlığı konuştuk. Kıskançlığa ne neden olur? -Kıskançlık, sevdiği veya sahip olduğu bir şeyi kaybetmekten duyulan, belli bir düzeyde yaşandığında normal kabul edilebilen duygudur. Eş ilişkisinde ilişkinin özel alanına yönelik bir tehdit algılandığında ortaya çıkar. Eşler arasında en çok görünen kavga nedeni ne? -Kendine veya ilişkide olduğu kişiye güvensizlik. Özgüveni yüksek olan kişi kaybetmekten korkmaz. Eşine ve onun kendisine olan sevgisine ve bağlılığına inancı zayıfsa bu da kıskançlığa yol açar. Bu duyguyu yaşayanların en belirgin davranışları nedir? -Sevdiği kişiyi aşırı sahiplenme, sürekli kontrol altında tutma, izleme, şüphe gibi davranışlara yol açar. Kontrol edilemediğinde duygunun yoğunluğu ile orantılı olarak baskı ve eşinin davranışlarını kısıtlamadan öfke ve şiddet boyutuna kadar tepkiler görülebilir. 'Seven insan kıskanır' algısı doğru mu? -Hayır; kıskançlık korku, kaygı, güvende olmama gibi başka duyguları da beraberinde getiren olumsuz bir duygudur ve sevginin yaşanmasını engeller. Kıskançlık tehlikeli mi? -Kıskançlık, fazladan sahiplenme ve diğerini kontrol altında tutma gibi davranışlarla ilişkiye zarar verir. Beklentilerine uymayan durumlar karşısında ya da bir tehdit algıladığında öfke ve hiddete kapılma ya da acı çekme, üzüntüye kapılma gibi olumsuz sonuçlara yol açabilen tehlikeli bir duygudur. Gerçekten kriz geçirmeye sebep olur mu? -Patolojik boyuttaki kıskançlık duygusal krizlere yol açabilir. Eşlerden birinin öfke kontrolünü kaybetmesine, sözlü veya fiziksel şiddet boyutunda patlayıcı tepkilerle sevdiği kişiye ya da rakip olarak gördüğü kişiye zarar verici davranışlarda bulunabilir. Aşırı kıskançlık psikolojik bozukluk göstergesi mi? -Kontrol edilemeyen aşırı boyuttaki kıskançlık patolojik bir durumdur, kişilikteki patolojik bir özellik olabileceği gibi kıskançlık paranoyası gibi bazı psikiyatrik hastalıkların da belirtisi olabilir. Erkek mi, kadın mı daha çok kıskanır? -Azlık çokluk açısından böyle bir ayırım yapılamaz ama ifade edilişte kültürel şartlamaların etkisiyle cinsiyete göre farklılıklar olabilir. Erkeğin öfke ve şiddet göstermesi, kadınların da ilişkide ilgiyi arttırarak kontrol uygulaması veya alttan alan, pasif bir rolü benimseyerek ilgiyi üzerinde tutma gayreti olabiliyor. Yayınlanma Tarihi 03 Ocak 2020 Cuma, 1246 Güncelleme Tarihi 26 Şubat 2013 Salı, 1035
Beş, altı yıl önce TRT 2 ekranında kültür - sanat programı sunardık peş peşe Jülide Ateş’le... Show TV’nin yeni ana haber spikeri Ateş’le bu kez TRT Kent Radyo İstanbul’da buluştuk. Habercilğinden evliliğine, çocukluğundan hayallerine pek çok şey konuştuk. Tabii ki yine çok şık, zarif ve güzeldi... Yepyeni kanalında ana haber bülteniyle bizlerle yeniden buluştun, hayırlı olsun diyelim da sürpriz oldu; çok mutluyum. Ana haber okumadığım iki kanal kalmıştı, Show TV onlardan biriydi. Yine ulusal bir kanalın birinci liginde ana haber yarışı içinde olmak hem çok heyecanlı hem de çok mutluluk verici. Keyifle mesleğime bir kez daha dönmüş oldum. Yıllardır haberden hiç uzaklaşmadın, haber spikerliği senin için ne ifade ediyor? 1990’da Türkiye güzeli seçilmiştim, ardından iki uluslararası yarışmada derece elde ettim. Özel televizyonların ilk açıldığı yıllardı ve görsellik üzerine medyada olan gençlere şans verilirken, biz de o şanslılar arasına günlerden bu günlere 25 yıl olmuş. Güzellik yarışmasından çıkanlara hemen dizi ve sunuculuk teklifi geliyor. Yarışma sonrası haber spikerliğine geçişin o dönemde nasıl karşılandı ve şimdi nasıl bakılıyor?Bana da dizi, şarkıcılık ve mankenlik teklifi gelmişti, hâlâ geliyor. Bu mesleklere de çok saygım var yanlış anlaşılmasın, ama benim mizacıma televizyonculuk uydu. Güzellik yarışmasından gelmenin hem avantajını hem de dezavantajını yılda istikrarlı bir meslek hayatım oldu. Tabii ki her güzellik kraliçesi bunu yapabilir, dolayısıyla ekrana uygundur genellemesi yanlış. Evet bu şans bana Türkiye güzeli olduğum için verildi, önüme çıkan yollardan biriydi, buna Hayır’ deme lüksüm yoktu. Şans benim kapımı bir daha çalmayacaktı. Ama emin olun bir basın-yayın, iletişim ya da radyo-TV öğrencisinin harcayacağı emeğin 10 katını diğer avantajım da dil eğitimi almış olmam. O dönem büyükler Sadece güzellik kraliçesi olduğu için mi ekranda?’ sorusunu haklı olarak sordular; ben de onların bu kuşkularını çok çalışarak giderdiğimi düşünüyorum. Şimdi bana da güzellik yarışmasından gelen biri olsa mutlaka içini doldur tavsiyesinde bulunurum. Ama herkes dolduramadı; o dönemde ya da sonrasında da şanslarını her alanda değerlendirmek istedi kraliçeler ama eleştirilerin ne kadar haklı olduğu da görüldü. Sen kalıcı olmak için neler yaptın?Haklısın. Bizden de pek çok kişi elendi, birkaç kişi kaldık. Ben muhabirlik yaptım, sahaya gittim, tripot taşıdım, Objektif’ programında Kadir Çelik’in muhabiriydim. Otobüse atlayıp kameramanımla şehirlere sıfır metinle habere gün ekrandaydım, her gün bir şeyler öğrendim; pek çok seminere katıldım. İçimi doldurmaya çok özen dediğin gibi bu yanılsamayla çok insana şans verildi. Tabii ki görsellik televizyonun bir parçası ama senede üç güzellik yarışmasından üçer kişi çıksa, en az 10 kişi meşhur oluyor. 25 yıl geçmiş, 250 kişinin en az bu mesleği yapıyor olması gerekirdi, neredeler? Yoklar! Seyirci aldatılmaz, bilmez, takip etmez, doğru soruları sormazsanız bu meslekte kalamazsınız. İyi olan kaldı, kötü olan elendi. İnsan ilişkilerinde de etki - tepkiyle mi hareket edersin? Rekabet seni nasıl etkiler?Hiç ummadığın insanlar benim arkadaşım olabilir, gönül dostluğuna bakarım. Medyadaki pırıltılı insanlardan elediklerim oldu elbet. Kadın ve meslektaş dostluğu güzeldir. Kimseyi yıllarca kendime rakip görmedim. Hep ana haberde olduğum için kaderim gruba alınmayan, arkasından konuşulan hep bendim. Bu yüzden psikoloğa bile gittim. Bende kıskanma duygusu olmadığı için yapılanlara anlam veremiyordum. Çalıştığım yerlerde hep bana karşı bir blok oluşturuldu, kuaföründen makyözüne Seni yıkmak için A takımı kurmuştuk’ diye itiraf ettiler sonra. Belki saflığım ve bunlarla uğraşmamam da beni safiyane biçimde ki koltuklar çok az, ben de istemişim ki ana haberdeyim, bunu çok haklı görüyorum ama çocukların dans yarışması gibi koltuklar kapılınca birkaç kişi ayakta kalıyor işte. Ekranda olmadığım zamanlarda da oldu, bu dönemsel bir şey. Ekrandan sonra hayata inanıyor musun derler ya, tabii ki inanıyorum. Ne güzel rahat edeceğim; sıfır makyaj, sıfır eleştiri, şipidik terliklerimi giyip dolaşacağım. Belki beni daha fantastik bir şey bekliyor. Şöhretli insanların hayatı Truman Show’ gibi olmuyor mu bir yerden sonra...Kendi okulumu açmak istiyorum’ Gelecekte Jülide Ateş’i nerede görüyorsun, nerede görmek istersin?Gelecekte ses - nefes - spikerlik -artikülasyun eğitimi üzerine kendi okulumu açmak istiyorum. Bir de eğer başarabilirsem, vaktim artarsa ana haber spikerliğinin yanında, haftalık aktüel programı çok istiyorum. Haftayı mercek altına alan, farklı görüşlere yer veren; sadece politika değil hayatın bütün boyutlarının olduğu, kendi adımı taşıyan, yapımında tamamen yer alacağım bir analiz programı üretmeyi amaçlıyorum. Bu iki amacımı da yerine getirirsem çok mutlu bir jübile olacak. Emeklilik dönemi için de heyecanlıyım. Bitiyor diye üzülmeyeceğim; hayatımda o kadar basılmamış kum bıraktım ki, gidip onları keşfedeceğim. Daha Cunda’yı, Bozcaada’yı görmedim mesela, Türkiye’de gezmek istediğim çok yer var. Tatiller kısaydı ve hep bildiğim yerlere gittim. Keşfedeceğim çok değer ve duygu olduğuna inanıyorum. Ama Allah da hep üretmeyi nasip etsin. Televizyon olmasa da öğrencilerim olsun, öğrendiklerimi aktarabileyim. Bunca yılın tortusunu çimen sulayarak heba etmek istemiyorum. Ev işleriyle aram yok’ Eve ne kadar vakit ayırabiliyorsun bu yoğunluğun arasında? Ruhunu nasıl dinlendiriyorsun?Tek özel alanım yürüyüşlerim ve spor yaptığım zamanlar. Ev işlerinden, yemekten çok kopuğum, bir yardımcım var her işi halleden. Ama çiçeklerimi çok seviyorum, arada bir pasta yapmaktan, yeni tarifler denemekten de keyif alıyorum. Hiç ev insanı değilim. Çünkü annem 15 yaşında evlendirilmiş çocuk gelinlerden biri... “Sakın kendinizi ev hanımı olarak konumlandırmayın, çalışın, öğrenin, üretin, ev işi nankördür” derdi. Bizi hiç mutfağa sokmadı, temizlik yaptırmadı; bize evde geçen vaktin kayıp olduğu kodlandı. Belki 50 yaşından sonra emekliliğimde bunu bir lüks olarak yaşayacağım. Eşim benim can yoldaşım’ Eşin de aynı meslekten; Emre Bey’le İskeçeli nasıl tanıştınız?Emre benim can yoldaşım. Evlilikte dostluğa inanıyorum. Espri anlayışınız aynı mı, anılarınız var mı, bir şey anlattığınızda aynı duyguyu uyandırıyor mu onda, benzer kültürel yapılardan mısınız? Bunlar çok önemli evlilikte. Emre’yle çok ortak yönümüz var. İkimizin de çok zor zamanlarına tanıklık ettik. 1995’te abisini kaybetti ki, o çok yakın arkadaşımızdı ve bizi bir araya getiren de odur. Üniversiteden arkadaştık. “Benim için de zor bir yıldı. Senden çok hoşlandığımı hep biliyordun ama zor dönemde benden arkadaşlığını esirgedin bu yüzden, oysa çok daha kolay aşardık zorlukları” dedi ve o gün çıkmaya başladık. Benden bir yaş küçük olduğu için o yıllarda yaşı çok mesele ediyordum, pas vermiyordum ama sonrası öyle olmadı. 12 yaşında bir oğlumuz var; hiç ayrılmamacasına Emre’yle bir yola çıktık. Çok emek verilmiş bir ilişki. Genç kızlar da bilsin ki beyaz atlı prens yok; emekle ilişki demleniyor ve sevgi üretiyorsunuz, onu siz yaratıyorsunuz. Biri gelip sizi kurtarmıyor; zaten kurtarılmayı beklemeyin ne münasebet, bir değer olun ayaklarınızın üzerinde durup kendinizi kurtarın. Yapmaktan en keyif aldığınız şey ne?Emre’yle her şeyi yapmaktan çok keyif alıyorum. Çok rahattır, kızdıramazsın, her şeyi şakaya çevirip güldürür beni. Ya sen?Ben daha asabiyim. O kadar ciddiye aldım ki yıllarca hayatı! O erken giyilmiş ceket yüzünden benim için çok kural vardır, hayat endişelenecek bir şeydir, hep 10 adım sonrası düşünülmeli. Onun yükünü de hep üzerimde taşırım. n Burcun ne? İnanır mısın?Astrolojiye çok inanmam ama Boğa burcuyum, yükselenim Oğlak; tam toprak burcuyum. Birbirinize sürprizler yapar mısınız?Evliliğin ilk zamanları iki çocuk vardı sanki evde, çok çocuk ruhluyduk. Evde saklanıp beni korkutmak gibi komik sürprizleri var. Öyle klasik çiçek almak gibi romantik sürprizleri olan bir adam değildir ama ben onu bu haliyle çok seviyorum. Hayat zaten filmlerdeki kareleri yaşayamadın diye feda edilecek bir şey değil; onu alamadığında bununla dalga geçebileceğin bir eş lazım yanında. Anneler günü ya da evlilik yıldönümünde eve tek taşla gelen adam modeli, benim bir erkekten beklentim bu değil; samimiyet ve dostluk. Ayrıca da tek taşımı kendim alabiliyorum. Aşk, Jülide Ateş için ne ifade ediyor?Ben korkarım aşktan! Bence mantığı ve bilinci yok eden, hakikaten gözü kör eden bir duygu. Onun için aşk evliliği, ilk görüşte aşk, onlardan çok korkuyorum. Sevgi ilişkilerine daha çok inanıyorum, uzun vadede daha mutlu ediyor insanı. Aşkta kadınlar da erkekler de bir süper kahraman yaratıp onun üzerinden boşlukları kendimiz tamamlıyoruz. Aşkta gerçeküstü bir beklenti var. “Hadi gel birlikte beni sevelim” diyor herkes, “Hadi gel bizi sevelim” demek önemli olan. Bir acısına, bir yokluğuna, bir marazına tutunacaksın karşı tarafın ki bütünleşesin.
insan kıskanılmak için her şeyi yapıyor