Hacve umre yapan kimselerin kestikleri koyun ve keçi cinsinden kurbanlar için kullanılan bir terim. Mekke ile Mina arasında bir yer. Esaretten kurtulmak için veya yerine getirilmeyen yahut kusurlu olarak eda edilen bazı ibadetlerin telâfisi amacıyla ödenen bedel. Kur’ân-ı Kerîm’in yirmi ikinci sûresi.
Umreninfıkhi tanımı şöyledir: Hac gibi bir zamana (mevsime) bağlı olmadan ihrama girerek Kabe'yi tavaf -say- etmek, tıraş olmaktır. Bugünkü Suudi Arabistan'da yer alan Mekke'de, Mescidi Haram'ın ortasındaki 11x12x13 metrelik küp şeklindeki binadır Kâbe. Hz. İbrahim'in Cebrâîl (a.s) rehberliğinde inşa ettiği bir yapıdır.
İrfanTur 2004 yılından itibaren siz değerli misafirlerimize Hac, Umre ve Kültür Turları alanlarında hizmet vermektedir. Tel : +90 549 870 51 62; Tel: +90 553 890 54 23 (Sağlık Turizmi) Mail : bilgi@irfanturizm.com
UmreVideoları. Hac Videoları. İletişim. İstanbul Merkez Ofis. Fatsa Şube. Balıkesir Şube. Kahta Şube. +90 212 361 15 71 info@navigatour.net. Tc Sorgula Acenta ve Şubeler.
Genellikletek tanrılı dinlerde kutsal olarak tanınan yerlerin, o dinden olanlarca yılın belli aylarında ziyaret edilmesi. İslam'ın beş şartından biri olan, Müslümanlarca zilhicce ayında Mekke'de yapılan Kâbe'yi ziyaret ve tavaf ibadeti. [1] Hac yolculuğuna çıkan, hac yapan kişilere hacı denir.
Vay Tiền Nhanh.
Hac ve umre nasıl yapılır? Hac ve umre yaparken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? İşte cevapları...Hac ve umrenin yapılışı... a Hac ve umre menâsiki ihrama girmekle başlar. İhrama girmeden önce tırnaklar kesilir, koltuk altı ve kasık kılları temizlenir, gerekiyorsa saç, sakal tıraşı olup bıyıklar düzeltilir. Mümkünse gusledilir veya abdest alını Gusül, abdestten efdaldir. Su yoksa veya kullanılamıyorsa, teyemmüm yapılmaz; çünkü bu abdest ve gusül, beden temizliği içindir. Bu sebeple abdestli olanlara ve özel hallerinde bulunan kadınlara da sünnettir. Bu hazırlıktan sonra erkekler, üzerlerindeki bütün giysilerden soyunup izâr ve ridâ denilen iki parça ihram örtüsüne, usulüne göre sarınırlar. Başları açık, ayakları çıplaktır. Ancak ayaklarına topukları ve mümkün olduğunca üzerleri açık ayakkabı veya terlik giyebilirler. Kadınlar normal elbise ve kıyafetlerini değiştirmezler. Onların her türlü giyim eşyası, kapalı ayakkabı, çorap ve eldiven giymelerinde bir sakınca yoktur. Yalnızca yüzlerini örtmemeleri gerekir. Kerâhet vakti değilse, iki rekat ihram namazı kıldıktan sonra niyet ve telbiye yapılarak ihrama girilir. İfrad haccı yapacak olanlar, "Allahım, senin rızânı kazanmak için haccetmek istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve kabul buyur!" diyerek sadece hacca niyet eder ve telbiye yaparlar. Temettu haccı yapacak olanlar, "Allahım, senin rızânı kazanmak için umre yapacağım, onu bana kolaylaştır ve benden kabul eyle!" diyerek sadece umreye niyet eder ve telbiye yaparlar. Kırân haccı yapmak isteyenler ise, "Allahım, senin rızânı kazanmak için umre ve hac yapmak istiyorum. Bunların edâsında bana kolaylık ver ve her ikisini de kabul buyur!" diyerek hem umre, hem de hacca niyet edip telbiye söylerler. Niyet ve telbiyenin yapılmasıyle ihrama girilmiş ve ihram yasakları başlamış olur. Telbiye, tekbir, tehlîl ve salavât-ı şerife söyleyerek yolculuğa devam edilir. Telbiye, ihram süresince her fırsatta söylenir. Özellikle zaman, mekân ve durumda yenilik ve değişiklik olduğunda, yokuşta, inişte, kafilelere rastlayışta, farz namazlardan sonra, seher vakitlerinde söylenmelidir. Telbiyeyi her söyleyişte üç defa tekrarlamak, sonra tekbir, tehlîl ve salavât-ı şerife okumak müstehaptır. Telbiye hacda bayramın ilk günü Akabe Cemresi’ne taş atmaya başlamakla, umrede ise, umre tavafına başlamakla biter; daha sonra yapılmaz. Mekke'de kalınacak yere yerleşip mümkünse boy abdesti, değilse abdest alındıktan sonra telbiye söylenerek Harem-i şerif’e gidilir. Beytullah görülünce üç defa tekbir ve tehlîl getirilip dua edilir. Farz namaz kılınmıyorsa hemen tavafa başlanır. b İfrad haccında ilk yapılacak tavaf "kudüm tavafı", temettu ve kırân haccında ise "umre tavafı"dır. Temettu ve kırân haccında umre tavafından sonra umrenin sayi yapılacağı için tavafta "ıztıbâ" ve "remel" yapılır. İfrad haccında ise, şayet hac sayi kudüm tavafını takiben yapılacaksa, tavafta ıztıbâ ve remel yapılır, aksi halde yapılmaz. Müsait yer varsa, makam-ı İbrâhim'in arkasında, orada yer yoksa, uygun başka bir yerde tavaf namazı kılınıp dua edildikten ve zemzem içildikten sonra temettu ve kırân haccı yapanlar umre sayini; ifrad haccı yapanlar ise, isterlerse hac sayini yaparlar. İfrad haccı yapanlar, hac sayini ister yapsınlar ister yapmasınlar tıraş olmazlar ve ihramdan çıkmazlar, ihramlı olarak kalırlar. Temettu haccı yapanlar mîkatta sadece umreye niyet ettikleri için umrenin sayi tamamlanınca, tıraş olup ihramdan çıkarlar. Tekrar hac için ihrama girinceye kadar Mekke'de ihramsız kalırlar. 8 Zilhicce terviye günü veya isterlerse daha önce hac için tekrar ihrama girerler. Hac için ihrama girdikten sonra yapacakları nâfile bir tavafı takiben isterlerse hac sayini Arafat'a çıkmadan önce yapabilirler. Bu takdirde, ziyaret tavafından sonra say yapmazlar. Kırân haccı yapanlar, ihrama girerken hacca da niyet ettikleri için umre sayindan sonra tıraş olmazlar ve ihramdan çıkmazlar. Bunlar umre sayi bitince, gerekiyorsa biraz dinlendikten sonra ayrıca kudüm tavafı yapıp tavaf namazını kılarlar. Hac sayini isterlerse bu kudüm tavafının arkasından, isterlerse ziyaret tavafından sonra yaparlar. Peşinden say yapılacak tavafta ıztıbâ ve ilk üç şavtta remel yapılır. c İster ifrad, ister temettu, ister kıran yapsınlar, bütün haccedenler terviye 8 Zilhicce günü Mekke'den ayrılıp Mina'ya veya Arafat'a geçerler. d Hac Menâsikinin Eda Edildiği Günler Hac menâsiki yoğun olarak 8-13 Zilhicce arasındaki altı gün içinde eda edilir. Bu günlerden her birinde yapılan menâsik özetle şöyledir 1- Terviye günü 8 Zilhicce İster ifrad, ister temettu, ister kırân haccı yapsınlar, bütün haccedenler terviye günü sabah namazından itibaren Mina'ya veya Arafat'a intikale başlarlar. Terviye günü öğle namazından arefe günü sabah namazına kadarki beş vakit namazı Mina'da kılmak ve geceyi orada geçirip güneş doğduktan sonra Arafat'a hareket etmek sünnettir. 2- Arefe günü 9 Zilhicce Arafat'ta zeval vaktine kadar çadırlarda dinlenilir ve ibadetle meşgul olunur. Zeval vaktinden sonra, mümkünse gusledilir. Öğle ve ikindi namazları cem-i takdîm ile kılındıktan sonra vakfe yapılır. Bütün gün telbiye, tekbir, tehlîl, zikir, tesbih, salavât-ı şerife, dua, namaz-niyaz, tövbe-istiğfar, Kur'ân-ı Kerîm tilâveti gibi ibadetlerle değerlendirilir. Resûlullah "Bugün gözüne, kulağına ve diline sahip olanın geçmiş günahları bağışlanır" Müsned, I, 329, 356 buyurmuştur. Güneş battıktan sonra akşam namazı kılınmadan Arafat'tan Müzdelife'ye intikal başlar. Akşam ve yatsı namazları, yatsı vakti girdikten sonra, Müzdelife'de cem-i tehîr ile kılınır. Bayram gecesi burada ibadet ve istirahatle geçirilir. Şeytan taşlamada kullanılmak için yeteri kadar taş toplanır. 3- Bayramın ilk günü yevm-i nahr; 10 Zilhicce a Vakti girince sabah namazı Müzdelife'de erkence kılınır. Namazdan sonra ortalık aydınlanıncaya kadar vakfe yapılır. Dua, niyaz ve istiğfar edili Ortalık iyice aydınlanınca, güneş doğmadan Mina'ya hareket edilir. b Mina'da eşyalar çadırlara yerleştirildikten sonra Akabe Cemresi’ne gidilir. Her birinde "Bismillâhi Allahüekber, rağmen li'ş-şeytâni ve hizbih" denilerek yedi taş atılır. İlk taşın atılması ile telbiye biter. Bundan sonra artık telbiye yapılmaz. c Daha sonra Harem bölgesi sınırları içinde kurban kesilir veya vekâlet yolu ile kestirilir. Temettu ve kırân haccı yapanların şükür kurbanı kesmeleri vâcipti İfrad haccı yapanların kurban kesmeleri gerekmez; isterlerse nâfile olarak keserler. d İfrad haccı yapanlar Akabe Cemresi’ne taş attıktan sonra; temettu ve kırân haccı yapanlar ise kurbanlarını da kestikten veya kestirdikten sonra, saç tıraşı olup ihramdan çıkarlar. Böylece cinsel ilişki dışındaki diğer bütün ihram yasakları Cinsel ilişkiyle ilgili yasak ise ancak ziyaret tavafı yapılınca kalkar. Haccedenler bizzat kendi saçlarını kesebilecekleri gibi birbirlerini de tıraş edebilirler. Tıraş olabilecek duruma gelmiş olan bir ihramlının henüz kendisi tıraş olmadan başka bir ihramlıyı tıraş etmesinde bir sakınca yoktur. e Aynı gün imkân olursa, Mekke'ye inilerek ziyaret tavafı yapılı Daha önce hac sayini yapmamış olanlar ziyaret tavafından sonra hac sayini de yaparlar. Ziyaret tavafının bayramın ilk günü yapılması efdaldir. O gün yapılamazsa daha sonra yapılır. Bu tavafın en geç bayramın 3. günü güneş batmadan önce yapılması Ebû Hanîfe'ye göre vâcip, diğer müctehidlere göre ise sünnettir. f Ziyaret tavafı bayramın ilk günlerinde yapılmışsa, tavaftan sonra tekrar Mina'ya dönüp şeytan taşlama günlerinde Mina'da gecelemek, Hanefîler'e göre sünnet, diğer üç mezhepte ise vâciptir. 4- Bayramın 2, 3 ve günleri 11, 12 ve 13 Zilhicce a Bayramın 2 ve günleri zeval vaktinden sonra sırayla Küçük, Orta ve Akabe cemrelerine yedişer taş atılır. Küçük ve Orta cemrelere taş attıktan sonra uygun bir yere çekilerek dua edilir. Akabe Cemresi taşlandıktan sonra ise dua için artık durulmayıp orası hemen terkedilir. Bu iki gün zevalden önce "şeytan taşlama" yapılmaz. b Bayramın 4. günü cemrelere taş atmayacak olanların, o gün fecr-i sâdıktan yani tan yeri ağarmaya başlamadan önce Mina'dan ayrılmış olmaları gerekir. Bunların 3. gün henüz güneş batmadan Mina sınırları dışına çıkmaları sünnet; güneş battıktan sonra ayrılmaları mekruhtur. 4. gün tan yeri ağarmaya başlamadan Mina'dan ayrılmamış olanların o gün de her üç cemreye yedişer taş atmaları gerekir. Ancak Ebû Hanîfe'ye göre, 4. gün taşların fecr-i sâdıktan itibaren zevalden önce atılması da câizdir. 4. gün taşlar atıldıktan sonra Mina'dan Mekke'ye inilir. c Âfâkiler, Mekke'den ayrılmadan önce vedâ tavafı yaparlar. Böylece hac tamamlanmış olur. e Hacda Kadınlar Hac ve umre menâsikinde kadınların erkeklerden ayrıldıkları hususlar, aşağıdakilerden ibaret olup diğer hususlarda aralarında fark yoktur. 1- İhramlı iken elbise, çorap, eldiven, kapalı ayakkabı, mest, çizme ve her türlü giyim eşyası giyebilirler. Başlarını örterler, sadece yüzlerini örtmezler. 2- Telbiye, tekbir ve dua yaparken, seslerini fazla yükseltmezler. 3- Tavafta ıztıbâ ve remel, sayde ise hervele yapmazlar. 4- İhramdan çıkmak için saçlarını tıraş etmezler, uçlarından biraz keserler. 5- Erkekler arasında sıkışmamak için Hacerülesved'i uzaktan istilâm ederler. 6- Hacdan sonra aybaşı veya loğusa iken Mekke'den ayrılırlarsa vedâ tavafı sâkıt olur. 7- Özel hallerini görmekte olan kadınlar, tavaftan başka, haccın bütün menâsikini bu halleriyle yapabilirler. Hayız ve nifas denilen özel durumları sebebiyle farz olan ziyaret tavafını eyyâm-ı nahrdan yani bayramın ilk üç gününden sonra yapmak veya vedâ tavafını terketmekle kendilerine ceza gerekmez. Bu haliyle ziyaret tavafı yapmaları da Hanefîler'e göre geçerlidir. Bu durumda ceza kurbanı kesmesi gerekir. Hayız veya nifas halindeki bir kadın kudüm veya umre tavafını yapmadan Arafat'a çıkmak ve vakfe yapmak zorunda kalırsa; a İfrad haccı yapmak üzere sadece hac için ihrama girmişse, temizlendikten sonra ziyaret ve vedâ tavaflarını Sünnet olan kudüm tavafının terkinden dolayı bir şey gerekmez; haccı tamam olur. b Temettu haccı yapmak üzere sadece umre için ihrama girmişse, Hanefîler'e göre Arafat'a çıkarken hac için niyet ve telbiye yaparak umre ihramını iptal eder. Hacdan önce umre yapmadığı için ifrad haccı yapmış olur; şükür kurbanı kesmesi gerekmez. Hacdan sonra iptal ettiği umreyi kazâ eder ve iptal ettiği için ceza kurbanı keser. Diğer mezheplere göre hac için niyet ve telbiye yapmakla umre ihramı bozulmaz, hac ihramı ile birleşmiş sayıldığından kırân haccı yapmış olur ve kırân hedyi kesmesi gerekir. Fakat hacdan sonra önceden yapılamayan umrenin kazâsı için ayrıca tavaf ve say gerekmez. Hac için yapılan tavaf ve say umre için de yeterli olur. cKırân haccı için ihrama girmişse, Hanefîler'e göre, umre tavafından önce Arafat’ta vakfe yapmakla umresi bozulmuş sayıldığından ifrad haccı yapmış olu Şükür kurbanı kesmesi gerekmez. Fakat hacdan sonra bozulan umreyi kazâ eder ve bozduğu için bir ceza kurbanı keser. Diğer mezheplere göre, umre tavafını yapmadan Arafat'ta vakfe yapmakla umre bozulmuş olmaz. Yapılan hac yine kırân haccı olur ve şükür kurbanı kesmek gerekir. Hacdan sonra, önceden yapılamayan umrenin kazâsı için ayrıca tavaf ve say gerekmez. Hac için yapılan tavaf ve say umre için de yeterli olur. Kaynak İslam İlmihali 1, TDV Yayınları HAC VE UMRENİN TAMAMLANMASI İslam ve İhsan
Yorumlar Verified answer Hac ve Umrenin Farkları- Hac farz, Umre Hac yılda bir kez, Umre birden fazla Hac Kurban bayramı ve arifesinde yapılırken, Umre bu günler dışında her zaman Umrede, vakfeler ve kurban kesme yoktur. Hacda vakfeler ve kurban ve Umrenin ortak yönleri - İhram, - Tavaf, - Sa’y - Tıraş olmak. 30 votes Thanks 40
Orhan ARSLAN "O’na ulaşmaya gücü yeten herkesin mabedi haccetmesi, Allah'ın insanlık üzerindeki hakkıdır Ali İmran 97.” Hac İslam’ın şartı değil, insanın şartıdır. Davet Müslümanlara değil, bütün insanlığadır. Ve sadece Hac İbadeti için Rabbimiz “Hakkım” demektedir. NİÇİN MEKKE? Mekke, magmanın ilk soğuduğu, Nuh Tufan’ından sonra ilk kuruyan ve insanoğlunun dünyada ilk ortaya çıktığı yerdir, şehirlerin anasıdır Ümmü’l-Kur’a. Mekke, kıble ve coğrafya bilincimizin işaretidir. Hz İbrahim eşi Hacer anamızı ot bitmez, tarım yapılmaz, hayvan yetiştirilmez bir blok kayanın üzerine bıraktı ve gitti. Hacer sordu Beni burada kime bırakıyorsun? İbrahim cevap verdi Seni Allah’ın ellerine bırakıyorum. Allah’a olan bu teslimiyet, Hac ve Umre ibadetini İbrahim Ailesinin sünneti yaptı. HAC DA, İSLÂM DA SEMBOLDÜR "Hiç kuşkusuz Safa ile Merve Allah'ın sembollerindendir Bakara 2/158.” Hac ve Beytullah dâhil İslam semboldür. Amaç parmağa değil parmağın gösterdiği yere bakmaktır. MEBRUR BİR HAC Namaz, oruç gibi ibadetler için “kabul olsun” denilir; Hac için ise, “mebrur olsun”. Mebrur; farkında olmak, şuuruna ermektir. Haccın rüknü 3’dür İhram, Tavaf, Arafat HAC ÖNCE TERK ETMEK VE ALLAH’A ISMARLAMAKTIR Hac, çoluk, çocuk, mal, mülk, ticaret, kazanç ne varsa hepsini terk etmektir. Tüm dünyalığını taşıyacağın kadara indirgemektir. HAC BİR MEKTEPTİR Kapıdan çıktığın andan itibaren okul başlar Eve dönünceye kadar devam eder. Buyur, her anını, her olayını oku. Haccın ve umrenin her menasıkini özümse. Sonra kendine anlat öğrendiğini ve not ver. MİKAD MAHALLİ Hac ve umrenin sınırlarıdır, “mânevi kapsama alanı” demektir. Her yerin mikadı farklıdır; simetrik değil, asimetriktir. Mikad sınırından sonra dünya değişir, özel şartları olan başka bir âleme girilir. İHRAM İhram, iki parçadan oluşan dikişsiz, kefeni temsil eden bezdir. İhrama girerken; üstündekiler, çamaşır, rütbe, şapka, sarık, üniforma her şey terk edilir. Baş açık, ayak yalın, insanlık ortak paydasında herkesle eşit olmaktır. İhramlı iken, bir tek ot yolunmaz, yaprak kopartılmaz, hiç bir hayvan öldürülmez, kozmetik, tarak, makas, tıraş kullanılmaz. Kısaca; cesedin değil, ruhun güzelleştirilmesi zamanıdır Ve Mikad sınırlarına girilir. TELBİYE LEBBEYK Şimdi dilde lahuti bir slogan Telbiye Lebbeyk Buyur Allah’ım buyur, emrine geldim Allah’ım. Senin ortağın yoktur, övgü Sana mahsus, nimet senin, mülk de sana aittir. Bana verdiğin en büyük nimeti şu anda bana verdin Allah’ım. Bayırı çıkarken inerken, birine rast gelindiğinde selam artık Telbiye olur Lebbeyk. Telbiye koro halinde yapılır. Bu, Peygamberlerin katıldığı bir tür kâinat şarkısını söylemektir. Telbiye, menzile varıncaya kadar, ben bu yolun yolcusuyum demenin ilanıdır. Beytullah görününce Telbiye kesilir, Telbiyenin yerini tekbir alır. Artık insan denizde damladır ve “deniz olacağım” deme hakkı vardır. TAVAF Kâinatta Mikro kozmozdan makro kozmoza tavaf etmeyen bir şey yoktur. Atomlara kimliğini veren bu tavaftır. Tavaf, kâinatın kozmik tavafına iştirak etmektir. “Allah’ım! Ben de şuursuz varlıkların tavafına, şuurlu varlık olarak katılıyorum” demektir. Tavafa; Kâbe’nin bir köşesindeki Hacerül Esved’e selam verilerek başlanır. Saat istikametinin tersine yedi defa dönülür Şavt. Tavafta Allah’la konuşulur ve içinden sessizce dua yapılır. Dua kalbin ibadetidir, duanın dili yoktur. SAY Say, hızlı yürümek, koşmak demektir. Siyahî-cariye-köle bir kadın olan Hacer anamızın, Kâbe’nin hemen yanındaki Safa ve Merve tepecikleri arasında yaptığı 400 m’lik yedi defa gidilip gelmesine katılmaktır. Hacer annemizde dünyevilik olarak ne ararsan o yok, ama Allah’ı var. “Allah’ın varsa neyin yok, Allah’ın yoksa neyin var” ARAFAT Hac Arafat’tır. Orada vakfeye durulacaktır. Arafat sadece tevbe etme ve günahları sıfırlama yeri değildir. Allah tevbeleri her yerde zaten kabul eder. Arafat, marifete erme, irfan sahibi ve ârif olma makamıdır. Arafat, tanışma mekânıdır; Arafat'ta kişi, kendi kendisiyle, içkin ve aşkın gerçekle tanışıp marifete erecektir. Marifete ermek, “haddini/sınırını/değerini “bilmektir. Yeryüzü halifesi, takva sahibi olma görevini idrak etmektir. Arafat’ta bir dakika kalınmakla hacı olunmaz; biraz zaman ister, şuur ister, gayret ister, emek ister, tefekkür ister. İnsanca akletmek ister. Öğle ve ikindi namazları Arafat’ta “Cem-i Takdim” olarak öğle namazının vaktinde kılınır. MÜZDELİFE; MEŞAR ŞUUR Arafat’tan Müzdelife’ye milyonlarca insan çağlayıp akarlar ve muhteşem bir müminler ırmağı oluştururlar Bakara 2/199. Müzdelife’ye hoş geldiniz. Müzdelife, haccın şuuruna erme yeridir. Meşar. Burada Mebrur haccın muhasebesi yapılır; nereye geldim, niçin geldim, neler yaptım? Haydi akledin. Arafat’ta yüreğinizi buldunuz, şimdi Müzdelife’de aklınızı bulmaya çalışın; hem aklınız hem de aşkınız olsun. Akşam ve yatsı namazları Müzdelife’de “Cem-i Tehir” olarak yatsı namazının vaktinde kılınır. Müzdelife’den şeytanı taşlamak için lojistik destek 70 küçük taş alınır. MİNA ŞEYTAN TAŞLAMA Buradan istikamet Mina’daki cemerat cemreler, küçük taş kümeleri mahallidir. Hedef, görünür görünmez, somut soyut tüm ayartıcılar, şeytanlar, benlik ve ego ile cihaddır. Yine Hacer ana sünneti İbrahim’in; oğlu İsmail’i kurban edeceği şeytan tarafından Hacer’e bildirilir. Hacer Niçin kurban ediliyor ki, kim demiş? Şeytan Allah söylemiş. Anne Hacer “Allah emretmişse, sana ne bana ne” der ve şeytanî vesveseyi üç cemre yerinde taşlar. Şeytanı taşlamak, tarafını belli etmektir. İlk gün büyük şeytana 7 el ateş edilir yedi sonsuzluğu ifade eder. İkinci gün sırasıyla küçük, orta ve büyüğüne 7’şer kurşun taş atılır. Toplam 21 eder. 3. ve 4. günlerde yedişerden 21 adet mermi saplanır düşmanın bağrına. Toplam 70 eder. KURBAN Kurban, yakınlık ve teslimiyette İbrahim’in rolünü oynamaktır. Hayvan kesilir, insan kurban olur, Allah’a yakınlaşır HOŞGÖRÜ Hac ve Umre kalabalıklar yeridir. Pek çok rahatsızlık veren durum görülebilir. Hoşgörü ise, gücenmeyi gerektiren bir kusur karşısında tahammül, tolerans, sabır ve müsamaha göstermektir, katlanmaktır. Lütfen herkesi Hoşgörünüz. Ayrıca, sen oraya başka insanları düzeltmeye gitmedin, kendini düzeltmeye gittin. Başkalarının eksiğini fazlasını görme. ZARARI YOK Veda Haccında Peygamber Efendimizle birlikte yüz bin kişi Hac yaptı. İlk hac olduğundan ve haberleşme imkânlarının yetersizliğinden pek çok eksiklik ve yanlışlıklar yapıldı. Hacılar Efendimize gelerek, eksik ve yanlışlarını arz ettiler, ne yapılması gerektiğini sordular. Peygamberimiz bütün sorulara tek bir cevap verdi Zararı yok. Sen de, sembollerin ayrıntılarına takılma, bakman gereken yere bak. Eksiği, fazlayı boş ver, teferruata boğulma, haccın ruhunu bozma. Efendimizin dediğini söyle Zararı Yok. SON SÖZ Şimdi artık, irfana ve şuura ulaşmış bir müminsin. Sözleşmen mübarek olsun. Haccın mebrur olsun. Allah seni kabul etsin. Bizi Hac ve Umre ile de eğiten Rabbimiz; Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah'ım. Hayırlı pazarlar diliyorum. Ankara, 31 Ocak 2016
Hac ve umrenin önemi nedir? Hac ve umre’nin dinimizdeki yeri nedir? Hac ve umre’nin hikmeti ve faydaları nelerdir? Hac ve umre menâsıkıyla ilgili hikmetler nelerdir?İslam’ın beş temel şartından olan hac, malî ve bedenî bir ibadet olup şartlarını taşıyan her Müslümanın, ömründe bir kez yerine getirmesi gereken önemli bir ibadettir. Hac, kelime olarak; saygıdeğer makamları ve yerleri ziyarette bulunmak, anlamındadır. Bir fıkıh terimi olarak hac; İhrama girmek suretiyle Arafat'ta vakfe yapmak, Safa-Merve arasında Sa’y yapmak, Traş olmak, Kâbe’yi gidip Ziyaret Tavafı yapmak ve bu rükünler arasında tertibe riâyet etmektir. Hac ibadetini yerine getiren kimseye "hacı çoğulu, huccâc" denir. Umre yapana “mu’temir” denir. Umrenin kelime anlamı, "ziyaret"tir. Terim anlamı ise; Kâbe'yi tavaf etmek, Safa ile Merve arasında sa'y yapmak gibi ibadetleri yerine getirmek amacıyla Kâbe'ye varmayı kastetmektir. a. Hac ve Umre’nin Dinimizdeki Yeri Hac hicretin dokuzuncu yılında farz kılınmıştır. Haccın farz oluşu; Kur'an, sünnet ve icma âlimlerin ittifakı ile sâbittir. Cenab-ı Hak -celle celâlüh-, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır "Hacca gidip gelmeye gücü yetenlerin Kâbe'yi haccedip ziyarette bulunması, Allah'ın, insanlar üzerindeki bir hakkıdır. Kim onu inkâr ederse, şüphesiz ki Allah, âlemlerden müstağni kimseye muhtaç değildir."[1] Hac ve umre belli şartları taşıyan müslümanlara ömürde bir defa yapılmak üzere farz kılınmıştır. Bu ibadetlerin farzlığıyla ilgili olarak yüce Allah şöyle buyurmuştur “Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın.”[2] Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'in de bu konuda pek çok hadisleri vardır. Bunlardan birisi "Ey insanlar! Allah size haccı farz kılmıştır. O halde haccediniz"[3] hadisidir. Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-, haccın, İslâm’ın şartlarından olduğunu şu hadisinde belirtmiştir "İslam, beş şey üzerine kurulmuştur Allah'ın varlığına ve birliğine ve Muhammed'in, O'nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve gitmeye gücü olduğu takdirde haccetmek."[4] Umrenin faziletiyle ilgili olarak Resûl-i Ekrem "Umre, daha sonraki umreye kadar, ikisi arasında işlenen günahlar için kefârettir"[5] “Ramazan ayında yapılan umrenin sevabı hacca denk gelir.”[6] ve "Hac ve umreyi birbirine ekleyin peş peşe birlikte yapınız; çünkü bunlar körüğün demir, altın ve gümüşteki kiri, pası gidermesi gibi, yoksulluğu ve günahları giderir"[7] buyurmuştur. Hac ve umre gerekli şartları taşıyan her Müslümanın yerine getirmesi gereken bir ibadettir. Geçerli bir özrü bulunmayan kimsenin, kendisi yerine başka birisini gönderip haccettirmesi caiz değildir. Eğer, hacca gidemeyecek durumdaysa, o takdirde bir başkasını vekil olarak gönderebilir. Kendisine hac farz olan bir kadın, yanında mahremi veya güvenilir bir kadın topluluğu bulunduğu takdirde hacca gitmek zorundadır. Kocası onun hacca gitmesine engel olamaz. Ancak, üzerine farz olmadığı halde, nafile hac yapmak isteyen kadın, kocası izin vermezse hacca gidemez. b. Hac ve Umre’nin Hikmeti ve Faydaları Hac, içimizdeki nefs denilen düşmanı ve dışımızdaki şeytanî temâyülleri taşlayabilmemizi, sınıf farklılığından sıyrılıp kefen iklîmine girerek Rabb’e ilticâ edebilmemizi sağlar. Kabul olunmuş bir hac, insanın cennete gitmesine vesile olur. Allah Rasulü şöyle buyurur “Hacc-ı Mebrûr’un karşılığı cennetten başka bir şey olamaz!”[8] Ebû Hureyre'den rivayet edilen bir hadiste de haccın önemini görmek mümkündür "Allah elçisine hangi amelin daha faziletli olduğu sorulunca şöyle buyurdu Allah’a ve Resulüne iman. Sonra hangisi? denildi. Allah yolunda cihad, buyurdu. Sonra hangisi sorusuna ise; mebrûr hac, cevabını verdi"[9] . Mebrur bir hac yapabilmek için de asgari şu beş şarta riayet etmek gerekir Hacca son derece hâlis bir niyetle, yani sadece Allah için gidiyor olmak. Adeta Allah'ı ziyarete gidiyor gibi O'nun dışındaki her şeyi gözünden çıkarmak. Temiz tayyib bir para ile hacca gitmek. Üzerindeki kul haklârını ödemek. Namaz ve oruç gibi Allah'a karşı olan borçları varsa ödemeye kesin karar verip kazalarını yapmaya başlamak, Hac boyunca boş ve çirkin söz, niyet ve davranışlardan, kavgadan rafes, fusûk ve cidâlden uzak durmak, Haccı diğer zahir ve batın şartlarına uygun olarak tamamlamak. Hac esnasında tevbe, Allah’a yönelme, duâ ve istiğfar ile, sâlih amellerle haccı değerlendirmek, hacdan sonra da bir anlamda bu halin devamı için Allah Teâlâ’ya söz vermektir. Allah rızası için kurallarına uyularak yapılan hacc, mü'minlerin günahlardan arınmasına vesile olur. Nitekim Peygamberimiz “Kim Allah için hacceder de hac esnasında kötü sözlerden ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak hacdan döner”[10] buyurmuştur. Hac, müslümanları bir araya getirerek bir îmân kardeşliği tesis eder. Dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan müslümanların birbirleriyle tanışmalarına, birbirlerinin dert ve problemlerine çözüm üretmelerine vesile olur. Hac ibadeti bir anlamda çeşitli ülkelerden gelmiş milyonlarca müslümanın aynı anda birlikte hareket etmesi sebebiyle düşmanlarına karşı gövde gösterisi anlamı da taşımaktadır. Hacda giyilen ihrâm, kulu tefekkür-i mevt iklimine götürür. Hac esnasında sosyal durumu ne olursa olsun müslümanların aynı kıyafet içinde olması ve özellikle Arafat'ta vakfe anındaki kalabalık, insanlara mahşer gününü hatırlatır. İhram, insanı kalbî hayâta yönlendirir. İnsanın her hal ve şartta sabırlı olmasını ve müminlere öfkelenmemesi gerektiğini öğretir. Yolculuk ve hac esnasında çekilen zorluklar ve mahrumiyetler insanlara nimetlerin kıymetini ve bunlara şükretmeyi öğretir. İhram yasakları kişiyi hayvanlara, bitkilere ve muhtaç insanlara karşı daha şefkatli yapar ve hassas bir ruh ikliminin oluşmasına katkı sağlar. Hacc çok nâzik bir ibâdettir. Çünkü hacda, meşrû olan birçok şey yasaklanır. Onun için hac yolculuğuna rûhî bir hazırlıkla çıkmalıdır. Ayrıca bir kişi hacca niyetlendiği anda şeytan onun peşine takılır. Bu sebeple hacca gideceklerin ilk kuşanacakları silâh “sabır” olmalıdır. Zîrâ hac, diğer ibâdetlerden değişik bir ibâdettir. Şeklen kolay gibi gelir, esasen en zor ibâdetlerden birisidir. Bunun içindir ki, niyet cümlesinde “Allâh’ım! Onu bana kolaylaştır!..” ifâdesi de yer almıştır. c. Hac ve Umre Menâsıkıyla İlgili Hikmetler Hac ve umre, mahşerin bir benzerini yaşatarak; ”Ölmeden evvel ölünüz!” sırrının hakikatine vesile olan bir ibadettir. Hac, Allah’ın rahmetinin tecelli ettiği dünya müslümanlarının kaynaştığı mübarek ve ihtişamlı bir iklimde cereyan eder. Haccın îfâ edildiği mübârek mekânlar, ilâhî nişânelerle doludur. Mekke, vatan, renk, ırk, kılık kıyafet mefhumların ortadan kalkıp islam kardeşliği altında bütün mü’minlerin tek bir millet olduğu gerçeğinin zuhur ettiği mekândır. Medine-i Münevvere, âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimizin ve O’nun güzel ashabının yaşadığı mubarek beldedir. Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-’in teneffüs ettiği havayı teneffüs etmek mümine derin bir feyz ve manevi bir coşku verir. Mescid-i Nebevi’yi, Peygamberimizin kabrini, şehitlerin mezarlarını ziyaret etmek, insanlara Saadet Asrı’nı hatırlatır. Gönüllerdeki Peygamber sevgisini pekiştirir, insanları sünnete daha sıkı sarılmaya yöneltir. Kâbe, Rabbimizin Kur’an’da “Secde et ve yaklaş!” buyruğu ile yerine getirilmesini emrettiği namaz ibadetinin istikâmet hedefidir. Haceru’l- esved, selamlanıp öpülen ve Allah’a kulluk ve bey’at sözünün verildiği mübarek taştır. Arafat, kabirlerden kıyâmet sabahına kalkışı ve fevc fevc mahşer meydanında toplanışı hatırlatır. Bütün kullar Allah’ın huzurunda âciz, muhtaç ve ümitvâr şekilde afv beklerler. Gönüller ve gözler tevbe yaşlarıyla ıslanır, Hakk’a nice samîmi dua ve niyazlar yükselir. Hayat defterlerinde tertemiz sayfalar açılır ve Cenâb-ı Allah’a ömrün bundan sonraki kısmında itaat üzere yaşanacağına dâir söz verilir. Müzdelife, kalpleri, Rabbin azamet, kudret, muazzam saltanat ve ilâhî tecellîleri ile yoğurup dünya ve bütün maddî çıkarları arkaya atma yeridir. Mina, Hazreti İbrahim ve Hazreti İsmail’in tevekkül makamıdır. Şeytan taşlama, İblisin lânetlenmesi ve gönlün her türlü gaflet ve vesveseden âzâde bir şekilde Allah’a yönelmesidir. Bu işe de ilk önce içdeki şeytanı taşlamakla başlanır. Safâ ve Merve tepeleri, su arayan Hacer Validemizi hatırlayarak aciz bir varlık olduğumuz hissiyle Mevlâya koşmak ve O’na sığınmaktır. Kurban, Hazreti İsmail’in teslimiyetini yaşayarak maldan, candan ve nefsâni arzu ve isteklerden sıyrılarak Allah’a teslim olmayı hatırlatan bir rahmet ve hikmet esintisidir. ŞAFİİ MEZHEBİ VE ŞAFİİ HAZRETLERİ Şafi mezhebi; İmam Şafi’ye nisbet edildiği için bu adla anılmıştır. Şâfi mezhebinin kurucusu sayılan İmam Şafi 767 Hicri 150 yılında Gazze şehrinde Filistin doğdu. Şafi mezhebi önce Mısır’da sonra kısmen Suriye, Yemen, Irak ve Mâverâünnnehir’de yayıldı. Günümüzde Irak, Suriye ve Anadolu’nun güney ve doğu bölgelerinde Şafi mezhebi yaygındır. Dipnotlar [1] Âl-i İmran sûresi, 97. ayet [2] Bakara sûresi, 196. âyet [3] Müslim, Kitabü’l-Hac, IV, 224. [4] Buhârî, Kitabü’l-İman, I, 19-20. [5] Buhârî, "Umre", 1; Müslim, "Hac", 437 [6] Nesâi, “Sıyam” 6 [7] Tirmizî, "Hac", 2 Nesâî, "Hac", 6 [8] Buhârî, Umre, 1 [9] Buhârî, Cihad l; Hac, 4, 34, 102; Umre, 1; Müslim, İman,135,140; Tirmizî, Mevâkît, 13, Hac, 6,14, 88; Dârimî, menâsik, 8, Salât, 24, 135 [10] Buharî, Hacc 4; Nesai, Hac 4 Kaynak Hasan Serhat Yeter, FIKIH 1 Şafii Mezhebi, 2017 İslam ve İhsan
hac ve umrenin ortak yönleri