Panikbozukluk, rölapslarla giden bir hastalıktır (Noyes ve Clancy, 1976). Beş yıllık izlem çalışmasında, hastaların sadece %16’sında tam düzelme olmuş, %51’inde hafif yeti yitimi sürerken %32’sinde orta ve ağır derecede yeti yitimi saptanmıştır. Agorafobik kaçınma davranışları zamanla ve tedaviyle azalma 2004yılından bu yana, dünyanın her bir köşesinden binlerce GAPS (Bağırsak ve Psikoloji/Fizyoloji Sendromu) hastaları, beslenmeye dayalı GAPS Doğal Tedavisiyle bağırsak floralarını tedavi ederek hem bağırsak hastalıklarından hem de psikiyatrik ve fizyolojik hastalıklarından tamamen iyileştiler ve iyileşmekteler. Midebulantısı, kusma, bağırsak hareketliliği. Kalp atışında hızlanma. Nefes darlığı. Göğüste baskı hissi. Terleme miktarında artış. Ağız kuruluğu. Stendhal Sendromunda görülebilecek bazı psikolojik belirtiler de vardır. bu belirtiler; Panik atak geçirme. Duygulanım bozuklukları. Bu nedenle, Depresyon, Panik atak, OKB (obsesif kompülsif bozukluk), Bipolar, Öfke kontrolü bozukluğu gibi Anksiyete problemleri yaşayan hastaların mutlaka BAĞIRSAK sağlığının analiz edilmesi gerekir. Bağırsak sağlığının özellikle iki açıdan değerlendirilmesi şarttır. Hem emilim bozukluğu (ince mide-bağırsak-kalın Psikiyatrik hastalıklarda bile bağırsak florasındaki dengesizlik ciddi çalışma konusu. Özellikle panik atak, anksiyete bozuklukları, depresyon ve şizofrenin altında yatan nedenlerden birinin de bağırsaklardaki bakteri dengesizliği olabileceği yönünde ciddi kanıtlar var. Bu da geleceğin önemli alanlarından biri olacak gibi Vay Tiền Nhanh. Partnerinizi kıskanır mısınız? Peki kıskançlığınızın fazla olduğunu düşündüğünüz olur mu? Kıskançlık rekabet, beklenti, yoksunluk, güç, başarı içeren durumlara karşı verilen duygusal bir tepkidir. Her duyguda olduğu gibi kıskançlık da belirli bir düzeyde hissedildiğinde normaldir. İsmini Shakespeare’in 1604 yılında ele aldığı ünlü eserlerinden biri olan Othello’dan alan bu sendrom kaybetme korkusu üzerine kurulu kıskançlığın hezeyanlı bozukluk tipidir. Kıskançlığın saplantılı bir hal alması durumu olan bu sendrom patolojik kıskançlık olarak da adlandırılmıştır. Kadınlara kıyasla erkeklerde daha fazla olduğu görülmektedir. Othello Sendromu Belirtileri 1 Partneri tarafından aldatıldığına dair kontrol edilemez düşüncelerin Partnerini Düşük özgüven,düşük Partnerden ayrılma durumunun fobiye dönüşmesi Partnere karşı aşırı ve kontrolsüz tepkiler Kişinin genel işlevselliği bozulmamıştır sadece partnerine karşı olan o kısıtlı alan Şüpheci tavırlar içerisinde olmak, özellikle partnerin cep telefonu, kişisel eşyalarını gizlice incelemek. 8 Partnerine karşı kötü sözler söyleyerek değersiz ve güçsüz hissettirmeye Şiddet, saldırganlık ve öfke patlamalarının olması. Othello sendromuna sahip bireyin psikolojik geçmişine ve sendromun seviyesine bakılarak sendrom bilişsel davranışçı terapi veya ilaç tedavisiyle kontrol altına alınabilir. Tedavi süresi psikolog tarafından belirlenmektedir. Othello sendromu ciddiye alınmadığı takdirde her iki tarafa da ciddi zarar verebilmektedir. Ayrıca bu sendrom başka psikolojik rahatsızlıklarla ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle kişide başka bir rahatsızlıkla birlikte görülüp görülmediği psikoterapi sürecinde değerlendirilir. İlaç tedavisi gerekirse kişi psikiyatriste yönlendirilir. Peki ilişkide ne gibi sorunlara yol açar? Aşırı kıskançlık ve kısıtlamalar sonucu birey partnerini sınırlar ve bu durum ilişkide problemlere yol açar. Kişide partnerinin sosyal ortamlara girmesine engelleme, sosyal medya kullanmasını kısıtlama gibi tutumlar görülebilir. Ayrıca aşırı kıskançlık hem bireyin kendisine hem de karşısındakine zarar vermektedir. Eğer patolojik seviyede bir kıskançlık sonucu çiftin iletişimleri bozulmuş, birbirlerine olan saygıları zedelenmişse mutlaka çift olarak terapi desteği alınmalıdır. Psikolog Münevver Başer Psikolog, öneri,Anadolu, yakası psikolog öneri, avrupa yakası psikolog, öneri, en iyi psikolog avrupa yakası, istanbul psikolog tavsiye, ücretsiz psikolog, istanbul psikolog fiyatları, psikolog ücretleri, istanbul psikolog, şişli psikolog, psikolog ücretleri, online terapi, psikolog fiyatları, pedagog, psikolog randevu, psikolog merkezi, psikolojik testler, online terapi, yetişkin terapi ,çocuk-ergen terapi, aile-çift terapi, hipnoz terapi, çocuk ergen, cinsel terapi, terspist, panik atak, özgüven, depresyon, ilişki problemi, travma, okb, vesvese, takıntı, obsesif kompalsif bozukluk, kişilik bozukluğu, paranoid, kişilik bozukluğu, narsizim, narsisizm, borderline, kişilik, bozukluğu, çekingen, anksiyete, kaygı, sosyal fobi, çekingenlik, kararsızlık, kapalı yer korkusu, klostrofobi, hassas bağırsak sendromu, erken boşalma, iktidarsızlık, erektil disfonksiyonel bozukluk, vajinismus, Adalar, Arnavutköy, Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Esenyurt, Eyüpsultan, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sarıyer, Silivri, Sultanbeyli, Sultangazi, Şile, şişli, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar ve Zeytinburnu, Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Amasya, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankır,ı Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Hatay, Isparta, Mersin, İstanbul, İzmir, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Niğde, Ordu, Rize, Sakarya, Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Uşak, Van, Yozgat, Zonguldak, Aksaray, Bayburt, Karaman, Kırıkkale, Batman, Şırnak, Bartın, Ardahan, Iğdır, Yalova, Karabük, Kilis, Osmaniye, Düzce, psikologPsikolog, öneri,Anadolu, yakası psikolog öneri, avrupa yakası psikolog, öneri, en iyi psikolog avrupa yakası, istanbul psikolog tavsiye, ücretsiz psikolog, istanbul psikolog fiyatları, psikolog ücretleri, istanbul psikolog, şişli psikolog, psikolog ücretleri, online terapi, psikolog fiyatları, pedagog, psikolog randevu, psikolog merkezi, psikolojik testler, online terapi, yetişkin terapi ,çocuk-ergen terapi, aile-çift terapi, hipnoz terapi, çocuk ergen, cinsel terapi, terspist, panik atak, özgüven, depresyon, ilişki problemi, travma, okb, vesvese, takıntı, obsesif kompalsif bozukluk, kişilik bozukluğu, paranoid, kişilik bozukluğu, narsizim, narsisizm, borderline, kişilik, bozukluğu, çekingen, anksiyete, kaygı, sosyal fobi, çekingenlik, kararsızlık, kapalı yer korkusu, klostrofobi, hassas bağırsak sendromu, erken boşalma, iktidarsızlık, erektil disfonksiyonel bozukluk, vajinismus, Adalar, Arnavutköy, Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Esenyurt, Eyüpsultan, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sarıyer, Silivri, Sultanbeyli, Sultangazi, Şile, şişli, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar ve Zeytinburnu, Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Amasya, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankır,ı Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Hatay, Isparta, Mersin, İstanbul, İzmir, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Niğde, Ordu, Rize, Sakarya, Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Uşak, Van, Yozgat, Zonguldak, Aksaray, Bayburt, Karaman, Kırıkkale, Batman, Şırnak, Bartın, Ardahan, Iğdır, Yalova, Karabük, Kilis, Osmaniye, Düzce, psikolog Panik Atak Nedir? Temel özelliği, aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir. Hastalarımızın çoğu zaman “kriz” adını verdiği bu nöbetlere biz PANİK ATAĞI diyoruz. Panik Atağı, birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve 10 dakika içinde şiddeti en yoğun düzeye çıkar; çoğu zaman 10-30 dakika seyrek olarak da 1 saate kadar devam ettikten sonra kendiliğinden geçer. Panik Atağının Belirtileri Nelerdir? Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma Çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması Terleme Nefes darlığı ya da boğulur gibi olma Soluğun kesilmesi Baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma Uyuşma ya da karıncalanma Üşüme, ürperme ya da ateş basması Bulantı ya da karın ağrısı Titreme ya da sarsılma Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu Ölüm korkusu Bir Panik Atağında bu belirtilerden en az 4 ya da daha fazlası bulunur. Dörtten daha az belirtinin görüldüğü ataklara ise Kısıtlı Panik Atağı adı verilir. Panik Bozukluğu Nedir? Panik Bozukluğu, Tekrarlayıcı beklenmedik Panik Atakları ile ataklar arasındaki zamanlarda başka Panik Ataklarının daha olacağına ilişkin sürekli bir kaygı duyma Panik Ataklarının “kalp krizi geçirip ölme”, “kontrolünü yitirip çıldırma” ya da “felç geçirme” gibi kötü sonuçlara yol açabileceği inancıyla sürekli üzüntü duyma ya da ataklara ve olası kötü sonuçlarına karşı önlem olarak işe gitmeme, spor, ev işi yapmama, bazı yiyecek ya da içecekleri yeyip içmeme, yanında ilaç, su, alkol, çeşitli yiyecekler taşıma gibi bazı davranış değişikliklerinin görüldüğü ruhsal bir rahatsızlıktır. Panik Bozukluğu Nasıl Oluşur? İlk atak başlıyor Hiçbir neden yokken birdenbire başlayan göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, çarpıntı, nefes alamama, terleme, titreme, üşüme ya da ürperme, bazen de bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, dengesizlik; düşecek ya da bayılacakmış gibi olma, uyuşma ya da karıncalanma gibi belirtiler, kişiyi dehşet içinde bırakır. O an “kalp krizi” geçirdiğini ya da felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir “ölüm korkusu” ya da “felç olma korkusu” yaşar. Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik, kendisini ya da çevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, “kontrolünü kaybetmeye” ya da “çıldırmaya başladığını” düşünerek kendisine ya da çevresindekilere bir zarar vermekten korkmaya başlar. Hasta büyük bir korku ve endişe ile yakınları tarafından en yakın doktor ya da acil servise götürülür. Orada yapılan bir çok muayene, çekilen film, EKG, BT ve diğer incelemelerde hiçbir şey bulunmaz, oksijen verilerek ya da “sakinleştirici” bir iğne yapılarak evine gönderilir. Hastanın nesi olduğu sorulduğunda doktorlar “hiçbir şeyi yok” ya da “stresten olmuş” derler. Ataklar tekrarlıyor Hasta o an biraz rahatlamakla birlikte, bir süre sonra yeni bir Panik Atağı ile aynı dehşet ve korkuyu yeniden yaşamaya ve her yeni atak ile acil servislere taşınmaya başlar. Her seferinde yeniden muayene, yeniden incelemeler yapılmasına ve hiçbir olumsuz sonuç bulunmamasına rağmen hasta bir türlü iyileşmez; hatta kalbinde ya da beyninde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların bunu bir türlü bulamadığına inanmaya başlar. Bu nedenle başvurulan değişik doktorlarca defalarca muayene ve her seferinde yapılan incelemeler için dünya kadar para harcanmasına rağmen hastanın şikayetlerini açıklayabilecek herhangi bedensel bir hastalık de yanlış tanı konularak hasta, antibiyotikten nefes açıcıya, çarpıntı ilacından, tansiyon ve kalp ilacına ve vitamine kadar değişik ilaçlar ile tedavi edilmeye çalışılır, ancak bir türlü sonuç alınamaz. Beklenti Anksiyetesi gelişiyor Ataklar tekrarlamaya devam ettikçe, hasta, ataklar arasındaki dönemde; gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her an yeni bir Panik atağının geleceğini beklemeye başlar. Bu endişeli bekleyişe “beklenti anksiyetesi” adı verilir. Atakların çoğu zaman belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok artırır. Ataklar sıklaştıkça, kalp krizi geçirip ölme, felç olma ya da kontrolünü kaybedip çıldırma korkuları pekişir. Yoğun ve Sürekli Üzüntü Hastalar, evde kimsenin olmadığı bir zamanda kalp krizi geçirmekten ve hastaneye ulaşamadan ölmekten ya da kontrolünü kaybederek çıldırıp intihar etmekten, kendisine ya da yakınlarına bıçak ve bu gibi bir şeyle zarar vermekten, başkalarının bulunduğu ortamlarda çılgınca ve garip davranışlarda bulunarak rezil olmaktan şiddetle korkarlar. Bu düşüncelerin sürekli aklına gelmesinden dolayı da yoğun bir üzüntü duyarlar. Davranışlar Değişiyor Bir süre sonra ataklara ve ataklar sırasında geçekleşeceğine inandıkları “felaketler”e karşı bazı önlemler almaya ve kimi davranışlarını değiştirmeye başlarlar. Ataklara neden olabileceğini düşündükleri etkinliklerden, yiyecek ve içeceklerden vazgeçerler. Ataklara karşı evden çıkarken alkol/madde/ilaç kullanırlar. Ataklar sırasında olabileceklere karşı önlem alırlar. Örneğin; atak sırasında kontrolünü kaybederek çocuklarına zarar vereceğine inanan hastaların önlem olarak evdeki bütün bıçakları kilit altında tuttukları, çocuklarıyla yalnız kalmamaya çalıştıkları; atak sırasında fenalaşarak kendini yitireceğinden ya da bayılacağından korkan bayan hastaların sokağa çıkmak zorunda oldukları zaman, bayılıp yere düştüklerinde bacakları görülmesin diye pantolon giydikleri, baygınken çalınır diye takılarını yanına almadıkları , onu baygın bulanların yardımcı olabilmesi için üzerinde evinin, eşinin/ailesinin adresini, telefon numarasını hatta tıbbi yardım için ulaşabilmek üzere doktorunun kartvizitini üzerlerinde taşıdıkları görülmüştür. Bu hastalar gerektiğinde acil yardımı çabuk alabilmek için ; bütün günlerini hastane bahçesinde geçirmeyi ya da güzergahlarını muayenehane, eczane ve acil servis bulunan yerlerden seçmeyi tercih ederler. Agrofobi Nedir? Hastaların % 60 ından fazlası, atakların geleceği yer ve durumlardan kaçınmaya başlarlar. Yalnız başına evde kalamaz, sokağa yalnız çıkamaz, taşıt araçlarına, asansöre binemez, dar sokak ya da köprülerden geçemez, pazar yeri, büyük mağazalar gibi kalabalık yerlere ya hiç giremez olurlar ya da ancak yanlarında birisi ile yoğun bir endişe ve rahatsızlık duyarak bu tür yerlere gidebilirler. Hastaların, yalnız başlarına Panik Atağı geleceğini zannettikleri yerlere gidememe, o tür yerlerde kalamama durumlarına Agoragobi adı verilir. PANİK BOZUKLUĞU NASIL BİR HASTALIKTIR? Panik Bozukluğu psikiyatristler tarafından iyi bilinen ve çok sık görülen bir rahatsızlıktır. Öyle ki toplum içinde herhangi 100 kişinin yaklaşık 3-4’ü bu hastalığı ya daha önce geçirmişlerdir ya da halen bu hastalığı yaşamaktadırlar. Genellikle ilk kez 20-35 yaşları arasında başlar. Kadınlarda, erkeklere göre 2-3 kat fazla görülür. Panik Bozukluğu Neden Oluşur? Panik Bozukluğunun neden oluştuğuna ilişkin iki bilimsel açıklama vardır Panik Bozukluğu, beynimizde nöron adı verilen sinir hücrelerinden salgılanan, heyecan ve duygusal yaşantılarımızı düzenleyen bazı beyin hormonlarının anormal çalışması sonucu oluşmaktadır. Panik Bozukluğu, günlük yaşantımızda yaptığımız bazı davranışlarımızın sonucunda ortaya çıkan ve tamamen “doğal ve zararsız” olan çarpıntı, terleme, nefes sıkışıklığı ya da baş dönmesi gibi bedensel belirtilerin, hasta tarafından kötü bir hastalığın belirtileri olarak değerlendirilmesi ve bunun sonucunda da “kalp krizi geçiriyorum, öleceğim”, “çıldırıyorum”, “felç olacağım” şeklinde yanlış yorumlanması ile oluşur. Panik Bozukluğunun Tedavisi Mümkün Müdür? Panik Bozukluğu, tedavisi mümkün bir hastalıktır. Bugün için etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki türlü tedavisi vardır. İlaç Tedavisi Panik Bozukluğunun tedavisinde, beyin sinir hücrelerindeki bozuk olan hormon faaliyetlerini düzelterek Panik Ataklarını önleyen ilaçlar kullanılmaktadır. Halen ülkemizde bu hastalığa iyi gelen oldukça fazla sayıda ilaç bulunmaktadır. Doktorunuz bu ilaçlardan birisini seçerek, az bir dozla başlamanızı önerecek ve düzenli kontroller ile dozu gerektiği kadar artıracaktır. İlaç tedavisi en az bir yıl sürdürüldükten sonra yavaş yavaş azaltılarak kesilecektir. Bilişsel-davranışçı tedavi Bu tedavi yönteminde iki amaç vardır Hastanın, aslında tamamen “zararsız” olan Panik Atağı belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inanışlarının düzeltilmesi ve hastanın bu belirtiler ile korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi amaçlanır. Panik Atağı geleceğinden korktuğu için tek başına bulunmaktan kaçındığı yer ve durumlarla aşamalı bir şekilde tekrar tekrar karşılaştırılması, böylece korkularının “üstüne gitme”si sağlanarak korkularını yenmesi amaçlanır. Bu tedavide doktor hastasına dışarıya çıkma, pazara gitme, taşıt araçlarına binme gibi hastanın, korku ve Panikleri nedeniyle yapamadığı etkinlikleri bir plan dahilinde en basitlerinden başlayarak “alıştırma ödevleri” olarak verir. Hasta basitleri yapabilir hale geldikçe zorlarına geçerek bütün korkulan durumlar bitinceye dek alıştırmalar sürdürülür. EN İYİ SONUÇ, BU İKİ ÇEŞİT TEDAVİNİN BİRLİKTE UYGULANMASI İLE ALINMAKTADIR. LÜTFEN UNUTMAYINIZ! PANİK BOZUKLUĞU, KESİNLİKLE ÖLÜME, ÇILDIRMAYA YA DA FELÇ OLMAYA YOL AÇAN BİR HASTALIK DEĞİLDİR. DOKTORUNUZ ÖNERMEDİKÇE KORKULARINIZ İLE BAŞ ETMEK İÇİN KALP, TANSİYON, ÇARPINTI İLACI, VİTAMİN, SAKİNLEŞTİRİCİ YA DA ALKOL KULLANMAYINIZ YA DA “YA GEREKİRSE” DİYE YANINIZDA TAŞIMAYINIZ. SADECE DOKTORUNUZUN ÖNERDİĞİ İLAÇ YA DA İLAÇLARI KULLANINIZ. İLACINIZI DOKTORUNUZUN SÖYLEDİĞİ ŞEKİLDE VE DOZDA KULLANINIZ. O GÜN İYİ YA DA KÖTÜ OLMANIZA GÖRE DOZU AZALTIP ARTIRMAYINIZ. TAMAMEN İYİLEŞSENİZ BİLE DOKTORUNUZA DANIŞMADAN TEDAVİNİZİ KESMEYİNİZ. TANIMI Panik atak, ortada belli bir tehlike durumu olmadığı halde şiddetli bir endişe, korkunç bir şey olacağıhissi ile beraber gelen ani kalp çarpıntısı, hızlı nefes alıp vermek, titreme, terleme, göğüs ağrısı,göğüste baskı, bulantı vb. belirtilerin ortaya çıkmasıyla kişinin kendisini o an ölecekmiş gibihissetmesine neden olan fiziksel belirtiler gösteren korku nöbetleridir. Bu ataklar ani ve beklenmedikbir şekilde ortaya çıkar, şiddetlenerek devam eder. Bu ataklar genellikle 10-30 dakika aralarında olurancak daha uzun sürenleri de atak hayatımız boyunca hepimizin başına bir iki defa gelebilecek bir şey fakat bunun sık sıkyaşanması ve bireyin sürekli korkuyla yaşayıp günlük işlevini kaybetmesi panik bozukluğuna nedenolur. Panik atak bozukluğunda insanlar düzenli olarak anksiyete, stres, endişe ve panik durumlarınıyaşar. Tarihçe Panik kelimesi “ pan “ adı verilen vücudunun üst kısmı insan alt kısmı keçi olan bir yaratıktangelmektedir. Pan; sürüler tanrısıdır, korkunç görünümü ve korkunç çığlığı ile insanların ondankorkmasına neden oluyor. bu korku insanlarda belli ataklara neden olduğu düşünülüyor Aygün,2019.İlk olarak Hipokrat’ın yazılarında anksiyete bozuklukları görülmüştür Altıntaş, 2006.1871 yılında Jacop Mendes Da Lasta, kalbin fonksiyonel bozuklukları olarak değişik bir formu olarakbelirttiği bir hastalıktan bahsediyor. Bu hastalığa da “ irritabl heart” adını veriyor. İrritable heart adınıverdiği bu hastalıkta çarpıntı, göğüs ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı gibi panik bozukluğundakibelirtilerin olduğu bir tablo çıkartmıştır Freud 1894 yılında “ anksiyete nevrozu” dediği bir sendrom tanımlamış, nevransteniden farklı birsendrom ortya atmıştır. Freud bu sendromda anksiyeteye birinci dereceden bir belirti olarak yervermiştir. Ayrıca anksiyete nevrozunda bulunan belirtilerin birçoğu şu an panik atakta yer alanbelirtileri savaşı sırasında Da Casta “kalbin bozulmuş aksiyonu” adı altında takrar ortaya çıkansendromu için 1918’ de Lewis “ efor sendromu” adını öneriyor. Oppenheim ise “ nörosirkulatuvarasteni “ terimini kullanmayı seçmiştir. Melanie Klein panik bozukluğunu anksiyete nevrozundan ayıran ilk kişidir. Ayrıca panik ataklaagorafobi arasındaki ilişkiyi de ilk kez keşfeden kişi Klein’ dir Tükel, 2002. Agorafobi kelimesikalabalık ortamlarda bulunmaktan korkan insanlar için tanımlanmıştır. Bu tür korku yaşayan insanlaraynı durumla yüzleşmemek ve bu endişeyi yaşamamak içinde genellikle dışarıya tek başına ya dagünlük işlevleri bozulacak kadar çıkmazlar. Aynı şekilde Panik atak yaşayan kişilerin yardımdan uzakkaldıklarında, tekrar bu durumla karşılaştıklarında aciz duruma düşmekten korktukları için tek başınadışarı çıkmayarak, birçok aktivitelerini aşırı derecede kısıtlarlar. Agorafobi genellikle panik ataklaberaber agorafobi ve panik atağı tek bir kategoride ele almıştır. Ayrıca DSM-III-R ve DSM-IV’ teanksiyete bozuklukları tanı grubunda agorafobiyi içine alacak şekilde öne getirilmiştir Tükel, 2002Anksiyete nevrozu 1980’ de yayımlanan DSM-III kitabında Panik bozukluğu olarak yer almıştır. Yazar Halime ÇİÇEK KAYNAKÇADr. EBRU YURDAGÜL ALTINTAŞ, LEVENT PANİK BOZUKLUKTA YAŞAM KALİTESİ 3 AYLIK İZLEMEÇALIŞMASI, ADANA 2006TÜKEL, R. 2002. PANİK BOZUKLUĞU. KLİNİK PSİKİYATRİ DERGİSİ, 5Supp 3, I. 2019 PANİK BOZUKLUKTA AYRILIK ANKSİYETESİ VE BAĞLANMA BİÇİMLERİNİN İLİŞKİSİ. Son yıllarda hızla yayılan Anksiyete Bozukluğunun sebeplerini araştıran Tıp bilimi, sinirler arası iletişimi sağlayan “Nörotransmitter” denen mesaj iletici maddelerin, daha yaygın bilinen isimleriyle mutluluk hormonlarının %90’ının bağırsaklarımızda sentezlendiğini tespit etti. Bu nedenle, Depresyon, Panik atak, OKB obsesif kompülsif bozukluk, Bipolar, Öfke kontrolü bozukluğu gibi Anksiyete problemleri yaşayan hastaların mutlaka BAĞIRSAK sağlığının analiz edilmesi gerekir. Bağırsak sağlığının özellikle iki açıdan değerlendirilmesi şarttır. Hem emilim bozukluğu ince mide-bağırsak-kalın bağırsak hem de kalın bağırsak probiyotik içeriği ayrıntılı bilgisayarlı analizlerle hemen tespit edilmeli ve hastanın tedavi sürecinde bu sorunlar da bütüncül HOLİSTİK yaklaşımla çözülmelidir. Artık elimizdeki gelişmiş teknolojik cihazlar sayesinde hem emilim fonksiyonları analiz edilerek “geçirgen” bağırsak sendromu veya “irritable” bağırsak sendromu veyahut kandida patolojisi olup olmadığı dakikalar içerisinde anlaşılabilmektedir. Böylece sebebe yönelik ve kişiye özel hastaya özgü bütüncül tedavi planlanarak “Hastalık yoktur Hasta vardır” tıp prensibine uygun holistik yaklaşımla tedavi yapılabilir. Pek çok iyileşmeden veya ilaçlı tedaviye rağmen kontrol altına alınamayan Anksiyete hastası böylece çözüme kavuşabilir.

panik atak ve bağırsak sendromu