Haber7 - Bugün, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük halk ozanlarından Aşık Veysel'in 45.ölüm yıl dönümü. Sevenleri ve Türk halkı tarafından unutulmayan Aşık Veysel'in Busayfamızın içeriğinde : aşık veysel şiirleri, güzel aşık veysel şiirleri, aşık veysel şiirleri 2 kıtalık, aşık veysel şiirleri ve eserleri yer almaktadır. AĞLAR VEYSEL ÇIKMAZ SESİ. Ah çektikçe erir gider Yüreğimin yağı benim Seni görsem durur ÂşıkVeysel. Açıklama: Didaktik (öğretici) şiirlerin duygu tarafı zayıf olduğundan bu şiirlerin dil ve anlatımında sanatsallık, süslülük, Daha iyi olabilirdi 3 kıtalık . Yanıtla Sil. Yanıtlar. AS 23 Mayıs 2022 00:09. Geliştirmeye çalışacağız. 3kıtalık şiir kısa aşk şiiri olmassa sevinirim acil ezberlemem lazım . Azrat3003 Küçükken başucumda Bana ninni söylerdin Sabah olunca Kahvaltimi hazirlar öperdin Senin herşeyine Özellikle sevgine asla doyamam Ben senin yerine Hiç Doğumgününde içinizi ısıtacak 10 Aşık Veysel şiiri Unutulmaz halk ozanı Aşık Veysel, doğumunun 122. yılında anılıyor. Vay Tiền Nhanh. Âşık Veysel kimdir? Sarkışla'da doğan Âşık Veysel halk şairi ve ozanı olan Âşık Veysel'in aşk ve hayat üzerine oluşturduğu tüm çalışmaları... Âşık Veysel biyografi gerçek adıyla; Veysel Şatıroğlu doğum; 25 Ekim 1894, Şarkışla ölüm; 21 Mart 1973, Sivas mesleği; Türk halk ozanı. Afşar boyunun Şatırlı obasına mensuptur. Âşık Veysel hayatı Âşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas Vilayeti'nin Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Şatıroğlu'ndan önceki soyadı Ulu'dur. Annesi Gülizar, babası "Karaca" lakaplı Ahmet adında bir çiftçiydi. Veysel'in iki kız kardeşi, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak yaşamlarını yitirdi. Ardından Veysel de yedi yaşında aynı hastalıktan dolayı iki gözünü de kaybetti. Kendi anlatımına göre Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kaydı ve düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan. » Babasının, Âşık Veysel'e oyalanması için aldığı bağlamayla önce başka ozanların türkülerini çalmaya başladı. 1930 yılında Sivas Maarif Müdürü olarak görev yapan Ahmet Kutsi Tecer ile Kutsi Bey tarafından düzenlenen bir şairler gecesinde tanıştı. Kutsi Bey tarafından verilen destek ile birçok ili dolaşmaya başladı. Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Köy Enstitüleri'nde saz hocalığı yaptı. 1965 yılında özel kanunla maaş bağlandı. 1970'li yıllarda Selda Bağcan, Gülden Karaböcek, Hümeyra, Fikret Kızılok ve Esin Afşar gibi bazı müzisyenler Âşık Veysel'in deyişlerini düzenleyerek yaygınlaşmasını sağladı. Âşık Veysel'in çocuklarından öğretmen olan Bahri Şatıroğlu, babasının yaşamını gün gün deftere almış ve pek çok çalışmaya kaynak kişi olarak katılmıştır. Ayrıca babasının saz ve söz geleneğini sürdürmektedir. Eserlerinde Türkçesi yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içedir. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır. Şiirleri, Deyişler 1944, Sazımdan Sesler 1950, Dostlar Beni Hatırlasın 1970 isimli kitaplarında toplandı. 1973 yılında akciğer kanseri sonucunda öldü. Ölümünden sonra Bütün Şiirleri 1984 adıyla eserleri tekrar yayınlandı. Aşık Veysel Hatırası 1952'de senaryosunu Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun yazdığı, Metin Erksan'ın yönettiği "Karanlık Dünya" filminde Âşık Veysel de oynadı. Film, "Anadolu'daki ekinleri cılız ve kısa boylu gösterdiği için" yasaklandı. Filmde "kaçan eşi Esma'nın çorabına para koyma" olayı gerçek olmamakla birlikte özellikle kadın hakları aktivistleri ve geniş halk kitleleri tarafından gündemde tutulmuş ve Âşık Veysel'in eserlerinde yansıttığı değerlerle ilişkilendirilmiştir. Gerçek ise köye tekrar dönen Esma'ya mağduriyet yaşamaması için ölümüne kadar destek olduğudur. 2014 yılının Kasım ayında Devlet Opera ve Balesi, Âşık Veysel'in ölümünün 41. yılı anısına onun türkülerinden yola çıkılarak hazırlanan, tek perdelik dans tiyatrosu "Dostlar Beni Hatırlasın" sahneye konulmuştur. 17 Kasım 2014 yapılan prömiyere onur konuğu olarak Âşık Veysel'in kızı Menekşe Süzer ve torunları Gündüz Şatıroğlu, Hayrettin Süzer, Nazender Süzer, Halil Süzer ve Gülizar Bulguer katılmıştır. Gösterinin rejisörlüğünü İhsan Bengier yaparken gösteride Almula Ersoy, Ayşegül Aydemir, Deniz Alp, Sevim Başol ve Müge Gündüz gibi isimler rol almıştır. Âşık Veysel Müzesi Büyük halk ozanı Âşık Veysel’in yaşadığı Sivrialan köyündeki evi 1982 yılından itibaren Kültür Bakanlığı tarafından müzeye dönüştürülmüştür. Âşık Veysel’in kişisel eşyaları, sazları, fotoğraflar bulunmaktadır. Her yıl 16-21 Mart tarihleri arasında Şarkışla Sivrialan köyünde anma törenleri ve Âşıklar Bayramı düzenlenmektedir. Âşık Veysel Kültür Derneği Âşık Veysel Kültür Derneği, 1972 yılında Âşık Veysel Şatıroğlu'nun izni alınarak kurulmuştur. Derneğin amacı, halk ozanını bütün yönleriyle tanıtmak ve yaşatmak için sosyal ve kültürel faaliyetler yürütmektir. Dernek kurulduğu günden bu yana özellikle Âşık Veysel'in ölüm yıl dönümü olan 21 Mart haftasında anma programları düzenlemektedir. 1972'de kurulan derneğin faaliyetleri ülkenin siyasi değişimlerinden etkilenmiş ve zaman zaman kesintiye uğramıştır. Dernek bir dönem "Dost Dost" adında bir de dergi çıkarmıştır. 2015-2018 yılları arasında torunlarından Gündüz Şatıroğlu dernek başkanlığını yürütmüş bu dönemde başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere UNESCO, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve Ressam Funda İyce Tuncel ile birlikte kültür-sanat projeleri hayata geçirilmiştir. Projeler arsında Dostlar Beni Hatırlasın, Uzun İnce Yol, Renklerdeki Işık, Toprak Gibidir Veysel ve Bu Bendeki Aşk Olmasa yoğun ilgi görmüştür. Gündüz Şatıroğlu yine bu dönemde Âşık Veysel bibliyografyası hazırlanmasına katkı sağlamıştır. Aşık Veysel Âşık Veysel Meslek Yüksekokulu Âşık Veysel'in vasiyeti dikkate alınarak adının verildiği ilk eğitim kurumu olma niteliği taşımaktadır. Cumhuriyet Üniversitesine bağlı olan kurum ortalama 700-800 öğrenci mevcudu ile öğrenime devam etmektedir. Eserleri Anlatamam Derdimi 524Arasam Seni Gül İlen 418Atatürk'e Ağıt 526Beni Hor Görme 246Beş Günlük Dünya 358Bir Kökte Uzamış 455Birlik Destanı 142Çiçekler 305 Cümle Âlem Senindir 644Derdimi Dökersem Derin Dereye 451Dost Çevirmiş Yüzünü Benden 312Dost Yolunda 443Dostlar Beni Hatırlasın 602Dün Gece Yar Eşiğinde 428Dünya'ya Gelmemde Maksat 243Esti Bahar Yeli 241Gel Ey Âşık 535Gonca Gülün Kokusuna 524Gönül Sana Nasihatim 640Gözyaşı Armağan 332Güzelliğin On Para Etmez 431Kahpe Felek 258Kara Toprak 925Kızılırmak Seni Seni 458Küçük Dünyam 517 Murat 513Ne Ötersin Dertli Dertli 305Necip 316Sazım 602Seherin Vaktinde 501Sekizinci Ayın Yirmi İkisi 443Sen Bir Ceylan Olsan 334Sen Varsın 401Şu Geniş Dünya'ya 727Uzun İnce Bir Yoldayım 223Yaz Gelsin 302Yıldız Sivas Ellerinde 316Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz Copyright © 2006-2021 ~ Aşık Veysel SözleriAşık Veysel'in 10 güzel sözü;1. "İnan sana değil kastım, cahille muhabbeti kestim."- Aşık Veysel2. "Cümle canlı hep topraktan Var olmuştur emir Haktan Rahmet dile sen Allah’tan Tükenmez rahmet deryası."- Aşık Veysel3. "Derdin varsa git denize anlat. Kedilere, bulutlara anlat. Pencere pervazında çiçeklere anlat. İnsana dert anlatılır mı hiç?"- Aşık Veysel4. Taş olsam yandım idi. Toprak oldum da "Şu geniş dünyaya sığmayan gönül, şimdi bir odaya kapandı kaldı."- Aşık Veysel6. "Dünyaya gelmemde maksat ne idi bir sadık dost."- Aşık Veysel7. Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı. Ben babamı sen ustanı unutma8. Sofular haram demişler, bu aşkın şarabına. Ben doldurur, ben içerim, günah benim kime ne!9. Her gün aklımdan geçiyorsun, insan bir selam Anlatamam derdimi dertsiz insana Dert çekmeyen dert kıymetin insan gül ise de koklama."Dünyaya gelmemde maksat ne idi Bir sadık dost."- Aşık Veysel"Seversin, alırsın, karın olur / Seversin, alamazsın, karasevdalın olur."- Aşık VeyselBu dünyanın meyvesini. Yesem amma yesem amma. Arasam bulsam hasını. Yesem amma yesem içinde döndüğüm deniz. Dalgalanır coşar rüzgarından. Mevce gelir coşar inleyen aşkım. Ah çektikçe kaynar gelir geniş idi şimdi daraldı. Çıkıp gideceğin yer belli değil. Yetmiş altı yıldır alır satarım. Bakmadım deftere kar belli Güzel Aşık Veysel SözleriGönüle delidir demiştik baştan. Üşenmez borandan ıslanmaz yaştan. Boğulmaz denizden yenmez ateşten. Ateşi kor közü kendinden cahilin kuru lafına kültürsüz insanın kulu yalandır. Hükmetse dünyanın her tarafına arzusu hedefi yolu varise sende bende Aynı varlık her bedende Yarın mezara girende Sen toksun da ben on para etmez bu bendeki aşk yar için diyar diyar dolandım. Yoruldum da Çamlıbel’e yaslandım. Irmak oldum çalkalandım bulandım. Duruldum da Çamlıbel’e yaslandım. Gahi gönül oldum yüksekten uçtum. Ferhat oldum aşk uğrunda çalıştım. İrenk irenk çiçeklere karıştım. Dirildim de Çamlıbel’e sana verebileceğim çok bir şey yok aslında. Çay var içersen, Ben var seversen, Yol var birdir Peygamber Hak. Rabbül alemindir mutlak. Senlik benlik nedir bırak. Söyleyim geldi sırası. Kürt’ü Türk’ü ve Çerkes’i. Hep Adem’in oğlu kızı. Beraberce şehit gazi. Yanlış var mı ve neresi?Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı. Ben babamı sen ustanı bilmezsin.. O bilmez.. Hiç kimse bilmez, bilemez.. Hatta Ben bile. Bir tek paşa gönlüm gönülden ayrılmaz. Kahi bilir kahi bilmez. Yalan dünya yarsız olmaz. İster saçı sırma gibi dolanıyorum çöllerde. Hayal beni yeldiriyor yel gibi. Ah çeker ağlarım gurbet ellerde. Durmaz akar gözüm yaşı sel alemi gören sensin. Yok gözünde perde senin. Haksıza yol veren sensin. Yok mu suçun burada senin?Aşkın beni elden ele gezdirdi. Çok dolandım bulamadım eşini. Beni candan usandırdı bezdirdi. Tuzlu imiş yiyemedim aşını. Benim ile gezdin beni arattın. Beraber oturup beraber yattın. Türlü türlü güllerinden koklattın. Aşık ettin güle bülbül güzelin mecnunuyum ezelden. Veremem telkini gelmiyor elden. Yandım ateşine can u gönülden. Görmesem günlerim uzar yıl sürdün bakmadın. Cennette de bırakmadın. Şeytanı niçin yakmadın? Cehennemin var da ay koynunda gezdirdi beni. Ne cefalar çekti ne etti Anam. Acı tatlı zahmetime katlandı. Uçurdu yuvadan yürüttü Anam. Anaların hakkı kolay ödenmez. Analara ne yakışmaz ne denmez. Kan uykudan gece kalkar gücenmez. Emzirdi salladı uyuttu giderim sazım sen kal dünyada. Gizli sırlarımı aşikar etme. Lal olsun dillerin söyleme yada. Garip bülbül gibi ah u zar karışıp toprak olunca. Çiçek olur mezarımı süslerim. Dağlar yeşil giyer bulutlar ağlar. Gök yüzünde dalgalanır seslerim. Ne zaman toprakla birleşir cismim. Cümle mahluk ile bir olur ismim. Ne hasudum kalır ne de bir hasmım. Eski düşmanlarım olur derdine düştüğüm. Hayal oldu konuştuğum. Her gün yediğim içtiğim. İçerimde ağu kadehim dolduramadım. Kimseye halimi bildiremedim. Gönlümün arzusunu aldıramadım. Dileğim hekime ile mihnete dalmayan aşık. Ne yemiş ne doymuş eli bulaşık. Kınama Veysel’i fikri dolaşık. Ayrılmış yârinden yar leskesi saf saf oldu. Hep sözlerim boş laf oldu. Senin yolunda mahvoldu. Gençliğimin çağı âlemi dünya dar dedim. Ay dünya arası sanki bir adım. Denizi karayı ölçtüm aradım. Adalar içinde var belli Asya ayrı bir kıta. Bir yıllık yol idi deveye ata. Uçaklar sığdırdı beş on saata. Daha neler çıkar dur belli içimde yaşayıp duran. Nazlı güzellerin şirin İstanbul. Hayali kafamda hükümdar süren. Görmez gözlerime görün gibi kükrer coşarsa. Dalgası gelince yaman aşıklar. Hırs gelip de ayranlığı şişerse. Kaybeder irade dümen geçer yıl geçer uzarsa ara giyin kara libas yaslan duvara yanından göğsünden açılır yara yar gelmezse yaraların edersen benim sözüme gel birlik kavline girelim kardaş birlik çok tatlıdır benzer üzüme içip şerbetini duralım olursa bu sırra mazhar. Dünyaya bırakır ölmez bir eser. Gün gelir Veysel’i bağrına basar. Benim sadık yarim kara gönül değme çaydan bulanmaz. Coşarsa dalgası kendinden olur. Dertsiz aşık diyar diyar dolanmaz. Gezdirir kavgası kendinden demez kötü demez metheder. Bakarsın ki bir tel kırmış çat eder. Sorsan baksan aşka binmiş at eder. Yorulup yollarda kalan hor görme kardeşim. Sen altındın ben tunç muyum? Aynı vardan var olmuşuz. Sen gümüşsün ben saç mıyım? Ne varise sende bende. Aynı varlık her bedende. Yarın mezara girende sen toksun da ben aç mıyım?Gönül sana nasihatim. Çağrılmazsan varma gönül. Seni sevmezse bir güzel. Bağlanıp da durma gönül. Yorulursun gitme yaya. Hükmedersin güne aya Aşk denilen bir deryaya Çıkamazsın girme gözlü benli dilber. Bir gün gelsen bize doğru. Seni sevdim can u dilden. Çekme kendini naza doğru. Ne pervam var ne de perdem. Sanma beni hali bir dem. Söyler seni teller her dem. Kulak versen saza debdil oldu durum değişti. Kimi aya gider kimi cennete. Dünya güzellendi itibar düştü Anne baba yoksun kaldı hürmete. Bakmaz mısın insanların işine. Kötülükler doğar peşi peşine. Mezhep kavgasından din döğüşüne. Sanki varıp sığmamışlar ince bir yoldayım, Gidiyorum gündüz gece. Bilmiyorum ne haldayım, Gidiyorum gündüz gece. Şu аlemi yaratan bir, Odur külli şeye kаdir, Alevilik Sünnilik nedir, Menfааttir öldükten sonra üzerimde otlar bitsin, çiçekler açsın. Taş kapatır, çimento kapatır, hiç kimse istifade edemez. Benim toprağımda milletime hizmet etsin. Oradaki biten otlardan koyun yesin et olsun, kuzu yesin süt olsun, arı götürsün bal olsun Kurana bak İncile bak Dört kitabın dördü de hak Hakir görüp ırk ayırmak Hakikatte yüz karası… Aşık Veysel Kimdir? Aşık Veysel'in Hayatı ve Eserleri1894 yılında Sivas’ın Sarıkışla ilçesinin Sivrialan köyünde doğdu. Babasının adı Ahmet, annesinin ise Gülizar’dı. Çiftçi bir ailenin çocuğu olan Aşık Veysel, yedi yaşında çiçek hastalığından dolayı sol gözünü kaybetti. Bundan kısa bir süre sonra sağ gözü de görmez oldu. İki gözünü de kaybeden Aşık Veysel asla yılmadan, mücadelesine devam etti. Hayata gözleri olan insanlardan daha çok gördü ve hissetti. Kalp gözünden ilham alarak şiirler yazdı, sözler söyledi, türküler okudu. Onun en büyük yardımcısı babasıydı. Babası her gün ezberlediği halk ozanlarının şiirlerini ona okurdu. Aşık Veysel’de büyük bir heyecanla babasını dinlerdi. Babası bir gün elinde bir sazla yanına geldi ve bu sazı onun eline Veysel ömrü boyunca bu sazı bir daha bırakmadı. Ona sazı Çamşıhlı Ali Ağa öğretti. Gün geçtikçe kendini geliştirdi ve artık sazı onun ayrılmaz bir dostu haline geldi. Aşık Veysel, 25 yaşına geldiğinde Esma isminde bir kızla evlendi. Ancak kısa bir süre sonra anne ve babasını kaybeden Aşık Veysel, çok geçmeden ikinci çocuğunu da doğumdan kısa bir süre içinde toprağa verdi. Bu üzüntünün içinde eşi Esma’da onu bırakıp gitti. Küçük çocuğuyla baş başa kalan Aşık Veysel, şiirlerle, türkülerle içinde biriken dertleri kağıtlara dökmeye başladı. 21 Mart 1973 yılında Sivrialan’da vefat etti. Ondan geriye işte bu güzel sözler ve şiirler Veysel'in EserleriAnlatamam derdimiArasam seni gül ilenAtatürk'e ağıtBeni hor görmeBeş günlük DünyaBir kökte uzamışBirlik destaniÇiçeklerCümle âlem senindirDerdimi dökersem derin dereyeDost çevirmiş yüzünü bendenDost yolundaDostlar beni hatırlasınDün gece yar eşiğindeDünya'ya gelmemde maksatEsti bahar yeliGel ey âşıkGonca gülün kokusunaGönül sana nasihatimGözyaşı armağanGüzelliğin on para etmezKahpe felekKara toprakKızılırmak seni seniKüçük dünyamMuratNe ötersin dertli dertliNecipSazımSeherin vaktindeSekizinci ayın yirmi ikisiSen varsınŞu geniş Dünya'yaUzun ince bir yoldayımYaz gelsinYıldız Sivas ellerinde Orman Haftası ŞiiriOrman yurdun temelidir, Nesillerin evvelidir, Her sanatın ilk elidir, Ormandaki varlığa bak. Orman memleketin süsü, Hem ufağı, hem irisi, Her dalında bir kuş sesi, Ormandaki varlığa bak. Çiçekler açar renk renk, Dağları süsler gülerek,... Aşık Veysel Şatıroğlu, 25 Ekim 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan Köyü’nde dünyaya geldi, 21 Mart 1973’te bu dünyadan ayrıldı. Aşık Veysel’in Kara Toprak, Uzun İnce Bir Yoldayım gibi önemli şiirlerini, onun fotoğrafları ve Türk ressamların onu resmettiği tablolarıyla birlikte derledik. Aşık Veysel’in Hayatı isimli yazımıza da göz atmanızı öneriyoruz. Saklarım Gözünde Güzelliğini Saklarım gözümde güzelliğini Her neye bakarsam sen varsın orda Kalbimde gizlerim muhabbetini Koymam yabancıyı sen varsın orda Aşkımın temeli sen bir alemsin Sevgi muhabbetsin dilde kelamsın Merhabasın dosttan gelen selamsın Duyarak alırım sen varsın orda Çeşitli çiçekler yeşil yapraklar Renklerin içinde nakşını saklar Karanlık geceler aydın şafaklar Uyanır cümle alem sen varsın orda Mevcudatta olan kudreti kuvvet Senden hasıl oldu sen verdin hayat Yoktur senden başka ilanihayet İnanıp kanmışım sen varsın orda Hu çeker iniler çalınan sazlar Kükremiş dalgalar coşar denizler Güneş doğar perdelenir yıldızlar Saçar kıvılcımlar sen varsın orda Veysel’i söyleten sen oldun mutlak Gezer daldan dala yorulur ahmak Sen ağaç misali biz dalda yaprak Meyva çekirdeksin sen varsın orda Rahmi Pehlivanlı Sen Bir Çiçek Olsan Ben Bir Yaz Olsam Her sabah her sabah suya giderken Yar yolunda toprak olsam toz olsam Bakıp dört köşeyi seyran ederken Kara kaş altında ela göz olsam Uğrunu uğrunu giderken yola Nice dilsizleri getirir dile Gövel ördek gibi inerken göle Ya bir şahin olsam ya bir baz olsam Veysel ördek olsun sen de göl yarim Yeter artık kerem eyle gel yarim Lale sümbül mor menekşe gül yarim Sen bir çiçek olsan ben bir yaz olsam Zeki Dinlenmiş Uyandım Kuşların İnce Sesine Uyandım kuşların ince sesine Seherle birlikte iniler durur Ses verdim sesine bilircesine Aşıkın derdini yeniler durur. Baharda çağlayan bulanık sular Durmadan kendini taşlara çalar Eşinden ayrılmış bir geyik meler Dağlar sadâ verir iniler durur Veysel de yaralı geyik gibidir Kapalı dertlere höyük gibidir Ne sarhoştur ne de ayık gibidir Sinesi kös gümüler durur. Zeki Dinlenmiş Gine Mi Ağladın Kirpikler Nemli Gine mi ağladın kirpikler nemli Dostum niçin giyinmişsin karalar Çiğ düşmüş gül gibi yüzünden belli Senin derdin bu sinemi yaralar Aziz dostum seni kimler ağlattı Tecelli derdini derdime kattı Yalan dünya nicelerini ağlattı Kim bilir ki son mekanın nereler Bu can bu cesede girelden beri Aldık başımıza türlü kaderi Çaresiz çaresiz ileri geri Vakit gelir tamam olur sıralar Cefanın sefanın farkı yok bence Eğer düşünürsek inceden ince Her ikisi de son haddine varınca Dümdüz olur iniş yokuş dereler Mihnet-i dünyaya tahammül gerek Kahi ağlayarak kahi gülerek Geçti günüm gözyaşlarım silerek Veysel arar dertlerine çareler Senlik Benlik Nedir Bırak Allah birdir Peygamber Hâk Rabbil alemindir mutlak Senlik benlik nedir bırak Söyleyim geldi sırası Kürt’ü Türk’ü ve Çerkes’i Hep Adem’in oğlu kızı Beraberce şehit gazi Yanlış var mı ve neresi? Kuran’a bak İncil’e bak Dört kitabın dördü de Hâk Hakir görüp ırk ayırmak Hâkikâtte yüz karası Bin bir ismin birinden tut Senlik benlik nedir sil at Tuttuğun yola doğru git Yoldan çıkıp olma asi Yezit nedir, ne kızılbaş Değil miyiz hep bir gardaş Bizi yakar bizim ateş Söndürmektir tek çaresi Kimi ne çeker dilinden Hem belinden hem elinden Hayır ve şer emelinden Hâkikat bunun burası Şu âlemi yaratan bir Odur külli şeye kadir Alevi Sünnilik nedir Menfaattir varvarası Cümle canlı hep topraktan Var olmuşuz emir Hâkk’tan Rahmet dile sen Allah’tan Tükenmez rahmet deryası Veysel sapma sağa sola Sen Allah’tan birlik dile İkilikten gelir belâ Dava insanlık davası? Sami Samioğlu Kardeşim Beni hor görme kardeşim Sen altınsın ben tunç muyum? Aynı vardan var olmuşuz Sen gümüşsün ben saç mıyım? Ne var ise sende bende Aynı varlık her bedende Yarın mezara girende Sen toksun da ben aç mıyım? Topraktandır cümle beden Nefsini öldür ölmeden Böyle emretmiş yaradan Sen kalemsin ben uç muyum? Tabiata Veysel aşık Topraktan olduk, kardaşık. Aynı yolcuyuz yoldaşık Sen yolcusun ben bac mıyım Salınıp Giderken Boyunu Gördüm Salınıp giderken boyunu gördüm Selvi miydi fidan mıydı boy muydu Eğmiş kaşlarını yayını gördüm Kılıç mıydı gamze miydi yay mıydı Güzel keklik gibi geziyor taşta Gören aşıkları yakar ateşte Avazı bülbülde sedası kuşta Keklik miydi turna mıydı toy muydu Taramış zülfünü dökmüş gerdana Yel estikçe dalgalanır her yana Dedim dilber çevir yüzün bak bana Gözleri yıldız al yanaklar ay mıydı Arasan dünyayı bulunmaz eşi Siyah bulut perdelemiş güneşi Ah çekti gözünden sel etti yaşı Deniz miydi derya mıydı çay mıydı Veysel şatır beyan eder derdini Terkedemem ezberini virdini Dilim tutup soramadım yurdunu Yayla mıydı kasaba mı köy müydü Kara Toprak Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sâdık yârim kara topraktır Beyhude dolandım boşa yoruldum Benim sâdık yârim kara topraktır Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum Her türlü isteğim topraktan aldım Benim sâdık yârim kara topraktır Koyun verdi kuzu verdi süt verdi Yemek verdi ekmek verdi et verdi Kazma ile döğmeyince kıt verdi Benim sâdık yârim kara topraktır Âdem’den bu deme neslim getirdi Bana türlü türlü meyva yedirdi Her gün beni tepesinde götürdü Benim sâdık yârim kara topraktır Karnın yardım kazmayınan belinen Yüzün yırttım tırnağınan elinen Yine beni karşıladı gülünen Benim sâdık yârim kara topraktır İşkence yaptıkça bana gülerdi Bunda yalan yoktur herkes de gördü Bir çekirdek verdim dört bostan verdi Benim sadık yârim kara topraktır Havaya bakarsam hava alırım Toprağa bakarsam dua alırım Topraktan ayrılsam nerde kalırım Benim sâdık yârim kara topraktır Dileğin var ise iste Allah’tan Almak için uzak gitme topraktan Cömertlik toprağa verilmiş Hak’tan Benim sâdık yârim kara topraktır Hakikat ararsan açık bir nokta Allah kula yakın kul da Allah’a Hakkın gizli hazinesi toprakta Benim sâdık yârim kara topraktır Bütün kusurumuzu toprak gizliyor Merhem çalıp yaralarım düzlüyor Kolun açmış yollarımı gözlüyor Benim sâdık yârim kara topraktır Her kim ki olursa bu sırra mazhar Dünyaya bırakır ölmez bir eser Gün gelir Veysel’i bağrına basar Benim sâdık yârim kara topraktır Bu Alemi Gören Sensin Bu âlemi gören sensin Yok gözünde perde senin Haksıza yol veren sensin Yok mu suçun burda senin Kâinatı sen yarattın Her şeyi yoktan var ettin Beni çıplak dışar attın Cömertliğin nerde senin Evli misin ergen misin Eşin yoktur bir sen misin Çarkı sema nur sen misin Bu balkıyan nur da senin Kilisede despot keşiş İsa Allah’ın oğlu demiş Meryem Ana neyin imiş Bu işin var bir de senin Kimden korktun da gizlendin Çok arandın çok izlendin Göster yüzün çok nazlandın Yüzün mahrem ferde senin Binbir ismin bir cismin var Oğlun kızın ne hısmın var Her bir irenkte resmin var Nerde baksam orda senin Türlü türlü dillerin var Ne acaip hallerin var Ne karanlık yolların var Sırat köprün nerde senin Âdemi sürdün bakmadın Cennette de bırakmadın Şeytanı niçin yakmadın Cehennemin var da senin Veysel neden aklın ermez Uzun kısa dilin durmaz Eller tutmaz gözler görmez Bu acayip sır da senin Vatan Sevgisini İçten Duyanlar Vatan sevgisini içten duyanlar Sıtkı ile çalışır benimseyerek Milletine, Ulusuna uyanlar Demez neme lazım, neyime gerek Her ferdin hakkı var, bizimdir Vatan Babamız, dedemiz döktüler al kan Hudut boylarında can verip yatan Saygıyla anarız, şehit diyerek Vatan aşkı ile çalışan kafa Muhakkak erişir öndeki safa Tesir nüfuz olur her bir tarafa Herkes onu büyük tanır severek Olmak istiyorsan dünyada mesut Hakka, halka yarayacak bir iş tut Çalıştır oğlunu, kızını okut İnsan olmak için okumak gerek Vatan bizim, ülke bizim, el bizim Emin ol ki her çalışan kol bizim Ayyıldızlı bayrak bizim, mal bizim Söyle Veysel öğünerek, överek. Yeni Mektup Aldım Gül Yüzlü Yardan Yeni mektup aldım gülyüzlü yârdan Gözletme yolları, gel deyi yazmış Sivrialan köyünden, bizim diyardan Dağlar mor menevşe gül deyi yazmış Beserek’te lâle sümbül yürüdü Güldede’yi çayır çimen bürüdü Karataş’ta kar kalmadı eridi Akar gözüm yaşı sel deyi yazmış Eğlenme gurbette yayla zamanı Mevlâyı seversen ağlatma beni Benek benek mektuptadır nişanı Gözyaşım mektupta pul deyi yazmış Kokuyor burnuma Sivralan köyü Serindir dağları, soğuktur suyu Yâr mendil göndermiş yadigâr deyi Gözünün yaşını sil deyi yazmış Veysel bu gurbetlik kâr etti cana Karıştır göçünü ulu kervana Gün geçirip fırsat verme zamana Sakın uzamasın yol deyi yazmış Sazıma Ben gidersem sazım sen kal dünyada Gizli sırlarımı aşikar etme Lal olsun dillerin söyleme ya da Garip bülbül gibi ah-u zar etme Gizli dertlerimi sana anlattım Çalıştım sesimi sesine kattım Bebe gibi kollarımda yaylattım Hayali hatır et beni unutma Bahçede dut iken bilmezdin sazı Bülbül konar mıydı dalına bazı Hangi kuştan aldın sen bu avazı Söyle doğrusunu gel inkar etme Benim her derdime ortak sen oldun Ağlarsam ağladın gülersem güldün Sazım bu sesleri turnadan m’aldın Pençe vurup sarı teli sızlatma Ay geçer yıl geçer uzarsa ara Giyin kara libas yaslan duvara Yanından göğsünden açılır yara Yar gelmezse yaraların elletme Sen petek misali Veysel’de arı İnleşir beraber yapardık balı Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı Ben babamı sen ustanı unutma. Uzun İnce Bir Yoldayım Uzun ince bir yoldayım Gidiyorum gündüz gece Bilmiyorum ne haldeyim Gidiyorum gündüz gece Dünyaya geldiğim anda Yürüdüm aynı zamanda İki kapılı bir handa Gidiyorum gündüz gece Kırkdokuz yıl bu yollarda Ovada dağlarda çöllerde Düşmüşüm gurbet ellerde Gidiyorum gündüz gece Şaşar Veysel iş bu hale Kah ağlaya kah güle Yetişmek için menzile Gidiyorum gündüz gece

3 kıtalık aşık veysel şiirleri